birlikte azalma meydana gelmesine ra¤men, toplam kapasite, say>lar>n>n artmas> sayesinde korunur. Kemik ili¤indeki mik- roçevre de¤ifliklikleri de önemlidir. Eritroid kemik ili¤inin bir eritropoetin uyar>s>n> izleyerek h>zla genifllemesi hâlâ müm- kün olmas>na ra¤men, içindeki öncül hücrelerin ya¤ hücrele- rine oran> yafllanmayla birlikte giderek azal>r. Fakat yafll> ke- mik ili¤indeki stroma hücreleri ve iliflkili sitokinler, kök hüc- re transplantasyonu sonras>ndaki yeniden nüfus art>fl>n> des- tekleme yetilerinin azald>¤> izlenimini verirler. hücre dizisinde (özellikle B-hücre ço¤almas> ve farkl>laflmas>) izlenir ve timus involüsyonu ile sitokin düzeyindeki azalmay> yans>t>r. Ayn> zamanda, yaflla birlikte granülopoez artar. Bu durum da, yafll>larda ba¤>fl>kl>k sisteminden farkl> fleyler talep edildi¤ini yans>t>r. Genç bireylerde ba¤>fl>kl>k sistemi yo¤un bir uyarlanma süreci içinde iken, yafll> eriflkinler giderek artan bir bakteri enfeksiyonu tehdidi adl>nda olduklar>ndan h>zl> bir granülosit yan>t>n>n varl>¤>na gereksinim duyarlar. biliflsel bozukluklar, hastaneye yat>r>lma gereksiniminde art>fl ve ölüm) 65 yafl>ndan sonra anlaml> bir art>fl gösterdi¤i bildi- rilmifltir. Üçüncü Ulusal Sa¤l>k ve Beslenme Araflt>rmas>'nda (NHANES III faz I ve II verileri, 1988-1994) saptanm>fl olan anemi prevalans> fiekil 12-1'de gösterilmifltir. Huzurevlerinde yaflayan 65 yafl üzeri eriflkinler aras>nda anemi insidans> er- keklerde %11, kad>nlarda %10.2 bulunmufl, fakat 80 yafl üze- rinde h>zla %20'leri aflan düzeylere yükselmifltir. Irk ve etnik köken de rol oynar; fakat bildirilmifltir. anemi tan>m> kullan>lm>flt>r (hemoglobin de¤erinin erkekler- de 13 g/dL'nin, kad>nlarda 12 g/dL'nin alt>nda olmas>) (fiekil 12-2). Fakat yafll> kad>nlarda daha düflük bir alt s>n>r de¤eri- nin kullan>lmas>, premenopozal dönemdeki kad>nlarda oldu- ¤u kadar uygun olmayabilir. Böyle yap>lmas> asl>nda insidans verilerini bozarak anemisi olan yafll> kad>nlar>n yanl>fl olarak oldu¤undan daha az tahmin edilmesine neden olabilir. Her iki cinsiyet için de 13 g/dL'nin alt>nda bir alt s>n>r de¤eri kul- lan>lsayd>, kad>nlarda anemi prevalans> iki kat>ndan daha faz- la olur ve karfl>laflt>r>labilir yafl grubundaki erkeklerde sapta- nan de¤erin üzerine ç>kard>. Afrika ve kullan>lan ölçütler için de benzer bir durum söz konusudur. daki ifllev bozukluklar>n>n öngörülebilmesi için kullan>lanla ayn> olmas> gerekmez. Yak>n geçmiflteki epidemiyolojik veri- ler, düflük hemoglobin düzeylerinin, hareket yetene¤inin ve biliflsel ifllevlerin azalmas> gibi ifllevsel yetersizliklerle ve genel mortalite ile ba¤>ms>z bir iliflkisinin oldu¤unu göstermifltir. Bundan baflka, bozuklu¤un a¤>rl>¤> hemoglobin düzeyi 13 g/dL'nin alt>na indikten sonraki azal>fl>na paralel olarak de¤i- fliyor görünmektedir. düzeyleri 13-13.5 g/dL aras> de¤erlerde olan yafll>larda morbi- dite ve mortalitenin artt>¤> yönündeki gözleme dayanmakta- d>r (NHANES III araflt>rmas>). Bu, aneminin etiyolojisinden ba¤>ms>z olarak geçerliydi. Ayn>s>, uzun süreli misafirlerinin %50-60'> "anemik" olan ve benzer koflullarda yaflay>p anemik olmayan bireylere k>yasla morbidite ve mortalite oranlar> 2-3 kat artm>fl bulunan huzurevi sakinleri için de geçerlidir. Bu- nunla birlikte, eritropoetinin sa¤lad>¤> daha yüksek hemoglo- bin de¤erlerinin ifllevsel sonlan>mlar üzerindeki etkisi ile ilgi- li organize çal>flmalar bulunmamaktad>r. Böyle bir kan>t olma- dan, hemoglobin düzeyinin rolünün di¤er hastal>k süreçleri- nin etkilerinden inand>r>c> bir flekilde ayr>labilmesi mümkün de¤ildir. - KadÈn - KadÈn |