dir. Bu süreç, antikor üreten B hücrelerinin, hücre-arac>l>kl> ba¤>fl>kl>k ifllevlerini yerine getiren ve büyük ölçüde ba¤>fl>kl>k sisteminin düzenlenmesinden sorumlu olan T hücrelerinin ve konak savunmas>nda enfeksiyonlara ve malignitelere karfl> daha çok makrofaj benzeri bir rol üstlenen do¤al öldürücü (natural killer) (NK) hücrelerinin ço¤almas>n> ve ifllevini kapsar. Normal lenfopoezin anlafl>labilmesi için kat>l>mc> hüc- re ifllevlerinin ve hastal>k durumlar>nda bu hücrelerin verme- si beklenen yan>tlar>n bilinmesi gerekir. kök hücre havuzundan türer. Fakat B hücreleri ve T hücrele- ri daha sonra di¤er lenfoid dokularda olgunlafl>rlar. Öncül hücreler kemik ili¤inden ayr>larak immunkompetan hücrele- re dönüflecekleri timusa göç ederler. T hücresi kritik önem ta- fl>yan kendisiyle kendisinden olmayan> ay>rt etme yetene¤ini timus ortam>nda kazan>r ve tümünün olmasa da, bir çok oto- immun hastal>¤a temel oluflturan geliflimsel hatalar bu dö- nemde ortaya ç>kar. Timustaki T hücre gelifliminin evreleri iyi bilinir ve T hücre malignitelerinin s>n>fland>r>lmas>na iliflkin klinik yaklafl>m>n temelini olufltururlar. lifliminin evreleri T hücrelerinde oldu¤u kadar iyi tan>mlan- mam>flt>r ve hücreler devaml>l>k gösteren bir de¤iflimle son evre olan plazma hücresine dönüflürler. Antikor üretimi d>- fl>nda B hücreleri antijen sunucu hücre olarak da görev ya- parlar. Bu hücreler çevredeki antijenlerin yerini belirleyip on- lar> ifllemden geçirdikten sonra makrofajlar>n yapt>¤> gibi ba- ¤>fl>kl>k sisteminin baflka hücrelerine sunarlar. Bu hücrelerin geliflimi ve ifllevi düzenleyici T hücrelerinin kontrolü alt>nda- l>kla karfl>lafl>ld>¤>nda B hücrelerinden mi, yoksa T hücrelerin- den mi kaynakland>¤>n>n anlafl>lmas> zor olabilir, çünkü bu iki sistem birbirinin içine geçmifltir. önemli bir kavramd>r. Ba¤>fl>kl>k sisteminin hücreleri dahili bir antijen (yani vücudun kendisinin bir bilefleni) ile harici bir antijen (bir mutasyon veya transplantasyon sonucunda ortaya ç>kan bir patojen veya molekül) aras>nda temel bir ayr>m yap- mazlar. Ba¤>fl>kl>k hücreleri vücutta proteinler, karbonhidrat- lar ve daha az oranda lipidler de dahil olmak üzere bütün kimyasal yap>lar> tan>rlar. Buna ba¤>fl>kl>k hücrelerinin kendi bileflenleri ve ürünleri de dahildir. Fakat "ba¤>fl>kl>k a¤>": ken- di-antijenlerini tan>yan hücrelerin bask>land>¤>, fakat ortadan kald>r>lmad>¤>, yabanc> antijenleri tan>yan hücrelerin de uya- r>ld>¤>, fakat bask>n hale gelmelerine izin verilmedi¤i bir sis- tem olarak dengelenmifltir. Bu nedenle, ba¤>fl>kl>k sistemi bir- birinin içine geçmifl geribildirim sistemleri taraf>ndan kontrol edilen dengeli bir pozitif ve negatif etkileflim a¤> olarak kabul edilebilir (fiekil 20-1). edilmesi oldukça karmafl>kt>r. Otoimmunite, ba¤>fl>kl>k sistemi- nin gerekli, hatta kritik bir parças>d>r. Normal dengenin bozul- mas>, yani kontrolsüz bir otoimmunitenin ortaya ç>kmas>, hüc- relerin yabanc> bir antijeni tan>ma yetene¤inin bask>lanmas> ve- ya bir ya da daha fazla say>da lenfosit klonunun kontrolsüz ço- ¤almas> durumunda hastal>klar ortaya ç>kar. Bununla birlikte, hastal>klarla ilgili olarak "çok fazla supresör hücre varl>¤>" ya da " çok az yard>mc> hücre varl>¤> " gibi basit aç>klamalar yap>lma- s> büyük kuflkuyla karfl>lan>r, çünkü bunlar ba¤>fl>kl>k ifllevi bo- zuklu¤unun tam klinik görünümünü temsil etmezler. |