nik obstüktif akci¤er hastal>¤>, konjestif kalp yetmezli¤i, dalak yoklu¤u, orak hücreli anemi ve mul- tiple myelom tan>s> alan özel hasta gruplar> pnömokok pnömonisine daha fazla maruz kal>rlar. Ame- rika Birleflik Devletlerinde (ABD) y>lda 500.000 pnömokok pnömonisi vakas> olufltu¤u tahmin edil- mektedir. dar sonra ortaya ç>km>flt>r. Direnç Güney Afrika'da 1970'lerde, Avrupa ve Asya'da ise 1980'lerde kli- nik sorun olmaya olmufltur. Penisiline dirençli pnömokok sufllar> (PDP) ABD'de 1990'lar>n bafllar>n- da görülmeye bafllam>fl ve prevelans> h>zla artm>flt>r. Klinik S. pneumoniae izolatlar>ndaki antibiyotik direnci 1990-91 y>llar>nda %18'den 1994-95 y>llar> aras>nda %25'lere eriflmifltir. Günümüzde izolat- lar>n %30-40'> penisiline duyarl> de¤ildir. Bu yüzdeler bir bölgeden di¤erine, bir hasta grubundan ötekine farkl>l>k gösterebilir. Dirençli sufllar>n ortaya ç>k>fl>n> etkileyen etkileyen faktörler Tablo 5- 1'de sunulmaktad>r. üzerinde özellikle durulmaktad>r. rençli (ODD) (M s>yla, penisilin direnci makrolid direncinin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Tabi- i ki, direnç mekanizmas> eflüks mekanizmas>n> içermektedir ve penisilin direncini belirleyen peni- silin ba¤lay>c> proteinlerden (PBP) farkl>d>r. tedavi yetmezliklerinin antibiyotik dirençli sufllarla paralel oldu¤u gösterilmifltir. Yeni kinolonlar aras>nda duyarl>l>k aç>s>ndan baz> farkl>l>klar da olacakt>r. ni tedavisinde etken patojenin belirlenmesi çabalar>n>n yetersizli¤i ile birleflti¤inde daha da abart>l> |