(TLS) büyük ço¤unlukla, akut lenfoblastik lösemi ve- ya yüksek dereceli non-Hodgkin Lenfoma (NHL) gibi belirli hematolojik malignitelerin kemoterapisi sonra- s>nda oluflabilen, potansiyel olarak fatal olan iyi tan>m- lanm>fl metabolik bozukluklar toplulu¤unu belirtir (Tablo 13-1). Daha seyrek olarak TLS, kronik lenfosi- tik lösemi, akut myeloid lösemi, multipl myeloma ve- ya izole plazmositomalar gibi plazma hücre bozukluk- lar>, Hodgkin lenfoma veya düflük veya orta dereceli NHL gibi di¤er hematolojik malignitelerin tedavisi s>ras>nda görülebilir. Son olarak, TLS anekdotal olarak; testis kanseri, meme kanseri ve akci¤er kanseri gibi so- lid tümör durumlar>nda da rapor edilmifltir. Genellik- le sitoredüktif kemoterapi uygulamas>ndan sonra gö- rülmesine karfl>n TLS, herhangi bir tedavi bafllanmas>n- dan önce spontan olarak oluflabilir ve ayr>ca radyasyon, kortikosteroid, interferon alfa, rituximab veya tamoxi- fen gibi di¤er tedavileri izleyerek de görülebilir. rürisemi, hiperkalemi, hiperfosfatemi ve hipokalsemi ile karakterizedir. TLS, tümör hücrelerinin intraselüler içeriklerinin (örn., ürik asit, fosfat, potasyum) sistemik dolafl>ma h>zla sal>nmas> ile homeostazisi sürdüren fiz- flur. Tüm kanser hastalar>nda TLS geliflmemekte ve ça- l>fl>lan hasta toplulu¤una ve kullan>lan gerçek TLS ta- n>m>na ba¤l> olarak insidensi de¤iflmektedir. Yüksek hücre yükü ve h>zl> proliferasyon kineti¤i bulunan ha- cimli tümörler (Burkit lenfoma veya akut lenfositik lösemi gibi), yayg>n kemik ili¤i tutulumu, 1500 IU/L'nin üzerinde laktat dehidrogenaz düzeyleri (tü- mör hücre yükünü yans>tan bir belirteç) ve radyasyona veya kemoterapiye afl>r> duyarl> tümörler TLS geliflme- si riskini art>ran faktörlerdir. bunlar özellikle akut böbrek, kardiyovasküler ve nöro- lojik komplikasyonlard>r. Azoteminin kötüleflmesi ile (genellikle serum kreatinininde bazale göre %30- 50'den fazla art>fl olarak tan>mlan>r) kendini gösteren ABY, TLS'ye s>kl>kla efllik eden ciddi fakat potansiyel olarak geriye dönüflümlü bir durumdur. TLS'ye efllik eden ABY olgular>n>n %30 kadar>nda böbrek destek tedavileri gerekebilir. Bu sendromun bir parças> olarak ABY'nin etyolojisi çok faktörlüdür, ancak temel ola- rak böbrek tubülleri içerisine çökmüfl ürik asit kristal- lerinin idrar ak>m>n> ani olarak t>kamas>na ve yan>s>ra kalsiyum-fosfor kompleks birikiminin yol açt>¤> in- terstisiyel ve tubuler hasar ile birlikte akut nefrokalsi- nozise ba¤l>d>r. volüm eksikli¤i ile birlikte idrar>n konsantre olmas>, birlikte nefrotoksik ilaçlar>n kullan>m> ve ürik asit kristallerinin oluflumunu kolaylaflt>ran asidik idrar pH s>n> içerir. Akut böbrek yetmezli¤i TLS'nin yaln>zca bir sonucu de¤ildir fakat ayn> zamanda metabolik bo- zukluklar> art>rabilir ve onu düzeltecek t>bbi tedavile- rin etkinli¤ini k>s>tlayabilir. TLS'ye efllik eden ABY e¤er tedavisiz b>rak>l>rsa; ciddi, yaflam> tehdit eden kardiyak aritmilere, konvülsiyonlara, kas paralizilerine ve ölüme neden olabilen tehlikeli potasyum, fosfor ve kalsiyum bozukluklar>na neden olabilir. ¤i ile birlikte olan hiperürisemi, hiperkalemi, hi- perfosfatemi, hipokalsemi. Tümör hücrelerinin hücre içi içeriklerinin h>zla sis- temik dolafl>ma sal>nmas> ile oluflur. Büyük ço¤unlukla lenfomalar ve lösemiler gibi yüksek hüce yükü bulunan ve kemosensitiv olan hematolojik malignitelerin tedavisi sonras>nda görülür. |