background image
CIS bazen yanl>fll>kla "premalign" olarak tan>mla-
n>r (Sylvester ve ark., 2005) fakat, asl>nda yüksek dere-
celi, düz, noninvaziv bir ÜK'dur.
Evre Ta ile ayn> biçim-
de ürotelyuma s>n>rl> olsa da,
CIS, invaziv yüksek dere-
celi kanser geliflimi için bir öncü olarak kabul edilir.
CIS lezyonlar> ciddi displastik ürotelyumdan oluflur.
Mikroskopik olarak, yüksek dereceli malignensinin nükle-
er atipi karakteristi¤i ile düzensiz histoloji görülecek; sel-
lüler kohezyonun kayb>na ba¤l> mukozan>n k>smi veya
tam erozyonu yorumu zorlaflt>r>r. Displazi veya atipi ola-
rak okunan bir patoloji raporu kar>fl>kl>¤a neden olabilir.
Birçok patolog bu vakalar>n >l>ml> örneklerinin benign ol-
du¤unu düflünür. Öteyandan
ciddi displazi veya ciddi
atipi olarak yorumlanan lezyonlar>n CIS ile ayn> oldu-
¤u
kabul edilir (Epstein ve ark., 1998). Yine, ürolog ve pa-
tolog aras>ndaki tam bir iletiflim yanl>fl yorumlar> minima-
lize edebilir.
CIS bulunan hastalar>n %40-83'ü, özellikle de pa-
piller tümörlerle iliflkiliyse, tedavisiz b>rak>l>rsa kas in-
vazyonu gelifltirecektir
(Althausen ve ark., 1976). Sis-
tektomi ile tedavi edilen, yaln>zca CIS bulundurdu¤u dü-
flünülen hastalar>n %20'ye kadar>nda son patolojide in-
vazyon bulunmufltur (Farrow ve ark., 1976). Yeni bir se-
ride T1 farzedilen tümörler için yap>lan sistektomilerdeki
CIS varl>¤>, CIS olmayanlardaki %6 oran> ile k>yasland>¤>n-
da, %55'inde evre yükselmesine neden olmufltur (Masood
ve ark., 2004).
1500 hastal>k bir seride, CIS, dereceden
sonra ikinci en önemli prognostik faktördür (Millan-
Rodriguez ve ark., 2000). Multisentrisite, CIS'in bir di¤er
kayg> verici özelli¤idir (Koch ve Smith, 1996). me semptomlar>n>n varl>¤>, diffüz hastal>k, invazyon ve
kötü prognoz ile iliflkilidir ancak literatürde bu bulgu üze-
rinde konsensus yoktur (Smith ve ark., 1999; Sylvester ve
ark., 2005).
T1 tümörler genellikle papillerdir; nodüler veya
sessil bir görüntü derin invazyonu akla getirir. Baz> ra-
porlarda özellikle muskularis mukozay> kapsayan la-
mina propria'ya derin penetrasyon, rekürrens ve prog-
resyon riskini art>rmaktad>r. Lenfovasküler invazyon
da riski art>rmaktad>r
(Lotan ve ark., 2005). Hidronef-
roz genellikle kas invazyonunu iflaret eder.
Yüksek dereceli, kasa invaze olmayan, özellikle de ev-
re T1 görünümünde tümörü olan hastalar için önemli
oranda düflük evrelenme potansiyeli vard>r. Hastalara sis-
tektomi uyguland>¤>nda, birçok tümör, transüretral rezek-
siyon (TUR) spesmeninin belirtti¤inden daha derin bulun-
mufltur.
Stein (Freeman ve ark., 1995), sadece yar>s>n>n
organ s>n>rl> olmak üzere, sistektomide kasa invaze ol-
mayan hastal>klar> oldu¤una inanan hastalar>n üçte
birinin asl>nda kasa invaze hastal>klar>n>n oldu¤unu
bildirmifltir.
Bu hastalar>n %8'inde önceden metastaz
mevcuttur (Freeman ve ark., 1995). Stein'>n sonraki der-
lemesinde %34-62 oran>nda düflük evreleme hatalar> bil-
dirilmifltir (Stein, 2001) ve Mayo Klinik'ten bir çal>flma in-
travezikal tedavinin yayg>n kullan>m>ndan önce sistekto-
mi uygulanan T1 hastalar>n %78'inin kas invazyonu ol-
du¤unu, %62'sinin ise ekstravezikal hastal>¤> oldu¤unu
göstermifltir. Geçmifl dönemde düflük evreleme riskini ad-
res gösteren çal>flmalar Tablo 81-2'de gösterilmektedir.
Sistektomi uygulanan hastalar>n uygulanmayanlara
göre daha ciddi risk faktörlerine sahip olmas> muhtemelse
de, bu veriler, tüm bu lezyonlar> tarif eden yüzeyel terimi-
nin yan>lt>c> oldu¤ununun kan>tlar>n> sunmaktad>r.
ENDOSKOP
Ofis-tabanl> sistoskopi ile mesane kanseri tan>s> konulun-
ca, yeri, say>s> ve tümörlerin yap>s> kaydedilir; üreteral ori-
fisler ve mesane boynu/prostatik üretra gibi alanlar>n tu-
tulumunun ekstravezikal yay>l>m> yans>tt>¤> düflünülmek-
tedir. Üriner sitoloji, yüksek dereceli hastal>k olas>l>¤>n>
belirlemek için bafllang>çta zorunludur. Daha sonra belir-
tildi¤i gibi pozitif sitoloji, TUR s>ras>nda randomize mesa-
ne biyopsilerini cesaretlendirecektir.
Üst üriner sistem görüntülemesi genellikle, hematüri-
nin di¤er nedenlerini tan>mlamak ve üriner trakttaki hüc-
releri etkileyebilen ÜK'nin "farkl> alan" do¤as>na ba¤l>
ekstravezikal ürotelyumu de¤erlendirmek için yap>l>r.
Uz-
man konsensusuna göre çok düflük ekstravezikal has-
tal>k riski nedeniyle soliter veya s>n>rl> düflük dereceli
Ta lezyonlar görüntüleme gerektirmezler
(Goessl ve
ark., 1997).
Görünen lezyonlar için rejyonel veya genel aneste-
zi alt>nda TUR-mesane tümörü (TUR-MT) bafllang>ç
tedavisidir ve (1) görünen tüm tümörleri ç>karmak ve
(2) evre ve dereceyi belirlemek üzere patolojik incele-
me için spesmen sa¤lamak üzere gerçeklefltirilir. Tü-
mör küçük ve noninvaziv de¤ilse, anestezi alt>nda, ha-
z>rl>k öncesi bimanuel muayene yap>lmal>
ve rezeksi-
yon sonras> tekrarlanmal>d>r. Fiksasyon veya rezeksiyon
sonras> palpab>l bir kitlenin devaml>l>¤> lokal ileri hastal>-
¤> düflündürür. Rezeksiyon sonras> abdominal fliflkinlik
veya dolgunluk intraperitoneal rüptürü iflaret eder.
2338
KISIM XV
l
Benign ve Malign Mesane Hastal>klar>
Anahtar Noktalar: Patoloji
· Malign tümörler invazyondan ba¤>ms>z olarak art>k dü-
flük veya yüksek dereceli olarak s>n>fland>r>lmaktad>r.
· Genetik geliflim, biyolojik davran>fl ve tedavi yaklafl>m-
lar> aç>s>ndan yüksek dereceli ve düflük dereceli kanser-
ler tamamen farkl> hastal>klar olarak kabul edilebilir.
· Progresyon için en önemli risk faktörü evre de¤il dere-
cedir.
· Düzenli hücresel yerleflimi, minimal yap>sal anomaliler
ve minimal nükleer atipi gösteren papiller tümörler, dü-
flük malign potansiyelli papiller ürotelyal neoplazmlar
(PUNLMP) olarak adland>r>l>r.
Kasa k <çin Yap>lan
Sistektomi Durumunda Düflük Evreleme Riski
ÇALIfiMA
Stein ve ark., 2001
Dutta ve ark., 2001
Bianco ve ark., 2004
Bayraktar ve ark., 2004
Huguet ve ark., 2005
Ficarra ve ark., 2005
ENST
Güney Kaliforniya
Vanderbilt Üniversitesi
Wayne State Üniversitesi
Vak>f Gureba Hastanesi
Aksaray-Servicio de Urologia,
Fundacion Puigvert,
Barselona
Verona Üniversitesi,
DÜfiÜK
EVRELEME
R
39
40
27
50
27
43
Tablo 81-2.