trüksiyonunun tedavi seçenekleri; medikal ve mini- mal invazif tedavilerin geçen yirmi y>ldan fazla süre- alt üriner sistem semptomlar> (LUTS) için kullan>lan me- dikal tedaviler; terazosin (Hytrin [Lepor ve ark., 1992; Ro- ehrborn ve ark., 1996]), doksazosin (Cardura [Gillenwa- ter ve ark., 1995]) ve tamsulosin (Flomax [Abrams ve ark., 1995]) gibi selektif uzun etkili ark., 1995, Lepor ve ark., 1996]) ve dutasterid (Avodart [Roehrborn ve ark., 2002, 2004]). gibi 5 vizüel lazer ablasyonu (VLAP [Cowles ve ark., 1995]), prostat>n transüretral elektrovaporizasyonu (TVP [Kaplan ve ark., 1996]), transüretral i¤ne ablasyonu (TUNA [Schulman ve ark., 1993; Campo ve ark., 1997]), transü- retral mikrodalga termoterapi (TUMT [Ogden ve ark., 1993; Javle ve ark., 1996]), interstisyel lazer koagülasyon (ILC [Muschter ve Hofstetter, 1995]) ve prostat>n transü- retral insizyonudur (TU yaklafl>mlar genellikle orta düzeyde semptomlar> olan ve tafl>, medikal tedaviye cevap vermeyen fliddetli semptom- lar ve/veya kronik mesane ç>k>m obstrüksiyonu sonucu oluflan renal yetmezlik olan hastalarda prostat>n transü- retral rezeksiyonu (TURP) veya aç>k prostatektomi endi- kasyonu bulunmaktad>r. düflük olmas>, TURP yap>lan hastalarda yaklafl>k %2 oran>nda görülen dilüsyonel hiponatremi (TUR sen- dromu) riskinden kaç>nma ve direkt görüfl alt>nda gibi avantajlar sunmaktad>r (Mebust ve ark., 1989; Ro- os ve ark., 1989). Çok say>da güncel çal>flma aç>k prosta- tektomi sonras> üriner semptomlardaki gözle görülür dü- zelmeyi göstermektedir (Tubaro ve ark., 2001; Gacci ve ark., 2003; Varkarakis ve ark., 2004). ¤> orta hat insizyonu gerektirmesi,uzun hospitalizas- yon süresi ve iyileflme dönemidir. Bunlar>n yan>nda peri-operatif hemoraji riskinde art>fl da eklenebilir (Serretta ve ark., 2002). rior prostat kapsülünün do¤rudan direkt insizyonu ile gerçeklefltirilir. Bu yaklafl>mla yap>lan aç>k prostatektomi yöntemi Terrance Millin taraf>ndan tarif edilmifl ve 20 has- ta üzerindeki sonuçlar> 1945 y>l>nda Lancet'de yay>nlan- m>flt>r (Millin, 1945). r>n>n mükemmel olarak görülebilmesi, (2) direkt görüfl alt>nda prostat adenomunun tamamen ç>kar>ld>¤>ndan emin olunarak enükleasyonunun yap>labilmesi, (3) üriner kontinans> korumak için üretra distalinin tam olarak disseksiyonu, (4) Enükleasyon sonras> kanama kontrolü için prostatik fossan>n h>zl> ve temiz olarak görülebilmesi ve (5) mesaneye cerrahi travman>n mi- nimal veya hiç olmamas>d>r. Retropubik yaklafl>m>n de- zavantaj>, suprapubik yaklafl>mla karfl>laflt>r>ld>¤>nda me- saneye direkt giriflin mümkün olmamas>d>r. Bu durum efl- lik eden mesane divertikülünün eksizyonu düflünüldü- ¤ünde veya mesane tafl> ç>kar>lmas> durumunda önemli olabilir. Suprapubik yaklafl>m büyük intravezikal median lobu olan obstrüktif prostatlarda tercih edilmelidir. traperitoneal insizyonu ile hiperplastik prostat adeno- munun enükleasyonunu içermektedir. Bu yaklafl>m ilk defa 1894 y>l>nda New York'ta Eugene Fuller taraf>ndan gerçeklefltirilmifl, daha sonra 1900 y>l>nda bu yaklafl>m> tan>mlayan ve ilk 1000 hastas>n>n sonuçlar>n> 1912 y>l>n- da sunan Peter Freyer taraf>ndan yayg>nlaflt>r>lm>flt>r (Fre- yer, 1912). Bu yaklafl>m>n retropubik yaklafl>ma göre en büyük avantaj> mesane boynu ve mesane mukozas>n>n di- Aç>k Prostatektomi |