tipden sorumludurlar. Finasterid ve dutasterid taraf>ndan yap>lan inhibisyona çok duyarl>d>r (Carson ve Rittmaster, 2003). Aç>kças>, için kritik öneme sahiptir. Tip1 5 devam eder. Tip1 izoformun prostat kanserinde BPH dan daha önemli bir rol oynayabilece¤ini gösteren kan>tlar git- tikçe artmaktad>r, çünkü prostat kanserinde yüksek mes- senger RNA (mRNA) ekspresyonu, protein ve fonksiyonel enzim seviyeleri gösterilmifltir (Thomas ve ark., 2008). Fi- nasterid prostatta tip1/tip2 inhibitörlerinin ikili etkisi ile ayn> ve kabaca kastrasyona eflit bir boyut azalmas> yapar, tip1 enzimin oluflturdu¤u DHT nun hiperplastik büyüme- de kritik önem göstermesi olas> de¤ildir. stromal hücrelerde lokalize bulundu¤unu göstermifltir (Thigpen ve ark., 1993; Silver ve ark., 1994). Epitelyal hücreler uniform olarak tip2 proteinini kaybederler ve ba- z> bazal epitelyal hücreler pozitif olarak boyanabilir. Tip1 5 bununla beraber normal prostatta, BPH'da ve kanserde eser seviyelerde tip1, mRNA görülmüfltür (Shirakawa ve ark., 2004). Selektif tip1 antikor ile yap>lan bir çal>flma, BPH l> olgular>n sadece %7'sinde pozitif boyanma göster- mifltir (Thomas ve ark., 2003). Ayn> çal>flmada, tip1 enzi- matik aktivite 29 BPH spesimeninin sadece 2 tanesinde bulunmufltur. hücre içindeki tip2, 5 denle glanddaki androjen etkisi için bir parakrin model ol- du¤u bellidir (fiekil 91-2). Ek olarak, muhtemelen dokrin yolla prostat epitelyal hücreleri üzerinde etki gösterebilir (McConnell, 1995). E¤er ikili tip1/tip2 5_-re- düktaz inhibisyonu selektif tip2 inhibitörlerine göre daha çok klinik yarar sa¤lam>fl ise, muhtemelen periferde üreti- len DHT nun inhibisyonu nedeni ile olmaktad>r. traprostatik ve interprostatik 5 çal>flmalar> çok zor yap>l>r (Sherwood ve ark., 2003). kromozomu üzerindeki SRD5A2 geni, s>k olarak A49T ve V89L substitusyonlar>n> ve bir TA nükleotid tekrar poli- morfizmini kapsar. 49T alleli daha yüksek aktivite göster- di¤i halde, 89L alleli daha düflük enzim aktivitesi gösterir. Daha uzun TA tekrarlar>, mRNA instabilitesi ve azalm>fl enzim aktivitesine efllik eder. Testosteron allelleri veya TA tekrarlar> hariç tutulursa, L allellerinin say>s> bir çal>flmada BPH varl>¤> ile önemli derecede korelasyon göstermifltir (Salam ve ark., 2005). Olmsted County popülasyonunda V89L polimorfizmleri ve prostat hacm> aras>nda zay>f iliflki görülmesine ra¤men, SRD5A2 genotipleri ve BPH aras>nda kal>c> iliflkiler görülmemifltir (Roberts ve ark., 2005). Kastrasyon, rat prostat>nda akut ve fliddetli vazokonstrik- siyona yol açar (Hayek ve ark., 1999). Bu etkinin vaskü- ler endotelyal büyüme faktörü arac>l>¤> ile olmad>¤> görün- törü olabilen di¤er hastal>klarda (örn., diabetes) prostat>n vasküler sisteminde anomaliler meydana geldi¤ini düflün- düren dolayl> kan>tlar vard>r (Parsons ve ark., 2006); Par- sons, 2007). flündüren hayvan modelleri vard>r; bununla beraber, insanda BPH gelifliminde estrojenlerin rolü çok az bilin- mektedir. Köpeklerde, estrojenler deneysel BPH oluflu- munda androjenlerle sinerjik etki gösterir, estrojen AR in- düksiyonunda etkili olarak görünür (Moore ve ark., 1979). Asl>nda estrojen, yafllanan köpek prostat>n> androjenin et- kilerine karfl> "duyarl>" hale getirebilir (Barrack ve Berry,1987). Köpek prostat> bol miktarda yüksek affiniteli estrojen reseptörü (ER) bulundurur. Köpekte estrojen teda- visi stromay> uyararak toplam kollajen miktar>n> art>r>r (Berry ve ark., 1986a,1986b). ER nin en az iki formu var- d>r. ER-_ prostat>n stromal hücreleri taraf>ndan, ER-_ ise prostat>n epitelyal hücreleri taraf>ndan sal>n>r (Prints ve ark., 1998). Prostat>n estrojenik cevab> prostatik hücrelerin içindeki ER tipi ile belirlenir. Uyuflturulmufl fare deneyleri estrojenlerin prostat üzerindeki "zorlay>c> etkisi"ni düflün- dürür (Krege ve ark., 1998). In-vitro çal>flmalar, prostat hücre kültürlerinde ER-_ n>n üst seviyede düzenlenmesi- nin fibroblast büyüme faktörü (FGF)-2, FGF-7 ve di¤er bü- c> (promotor) bölgesine ba¤l> androjen(steroid) reseptörleri ile do¤- rudan reaksiyona girebilir. Stromal hücre içinde testosteronun bü- yük k>sm> dihidrotestosterona(DHT) -çok daha potent bir andro- jendir- çevrilir ki, bu hormon birbirine bitiflik epitelyal hücreler içine difüzyon göstererek parakrin yolla veya stromal hücreler içinde otokrin yolla etkisini gösterebilir. Bafll>ca deride ve karaci- ¤erde olmak üzere periferde üretilen DHT, dolafl>mdan prostat içi- ne diffüze olabilir ve gerçek bir endokrin formda hareket edebilir. Baz> olgularda prostattaki bazal hücre stromal hücreye benzer fle- kilde DHT üretim yeri olarak hizmet edebilir. Otokrin ve parakrin büyüme faktörleri prostat içindeki androjene ba¤>ml> ifllemlerde de etkili olabilir (Al>nt>; Roehrborn CG Pathology of benign pros- tatic hyperplasia. |