sonra kanser veya kanser-olmayan bireyler aras>nda zamanla anksiyete düzeyleri aç>s>ndan fark gözlenmemifltir. yesi olan bireyler tarama öncesi ve tarama sonras>nda de¤erlen- dirildi¤inde tarama öncesi yüksek anksiyete saptanan bireyle- rin büyük ço¤unlu¤unda tarama sonras>nda anksiyete belirtile- rinin yat>flt>¤> gözlenmifltir. aç>s>ndan kendilerini daha riskli gördükleri ve yüksek anksiye- te belirtileri gösterdikleri tespit edilmifltir. kat edilmelidir. diter meme-over kanseri olgular>nda genetik tarama testinin yol açabilece¤i duygusal s>k>nt>lar> inceleyen çal>flmalar> derle- yen bir metaanalizde, özellikle test sonuçlar>n>n al>nmas> ile k>- sa dönemde duygusal s>k>nt> (anksiyete) belirtileri olabilece¤i belirtilmifl ancak zamanla, test sonuçlar>ndan ba¤>ms>z olarak, anksiyetenin azald>¤> saptanm>flt>r (yukar>daki çal>flmalar ile benzer sonuç oldu¤una dikkat ediniz). Yazarlar, metaanalizde derledikleri çal>flmalarda genetik testin yaln>z duygusal sonuç- lar>n>n araflt>r>ld>¤>na, düflünce ve davran>fl baz>nda sonuçlar>- n>n incelenmedi¤ine dikkat çekerek, tafl>y>c> olanlar ile olma- yanlar aras>nda bu alanlarda fark olabilece¤ini öne sürmüfller- dir. ne¤in ailevi kanser kliniklerine baflvuran kanser tan>s> olan ve olmayan BRCA1/2 mutasyon tafl>y>c>s> bireylerin yaklafl>k üçte birinde ilk baflvuruda klinik olarak anlaml> depresyon ve ank- siyete düzeyleri oldu¤u saptanm>flt>r. için tarama yap>lan kad>nlar>n yaklafl>k üçte birinde tarama tes- ti esnas>nda depresyon, yüzde on beflinde de anksiyete belirti- leri var oldu¤u gözlenmifltir. Kanser geliflme riski konusunda makul tahminde bulunan veya riskini oldu¤undan fazla gören bireylerde anksiyete ve depresyon ölçeklerinde yüksek puanlar oldu¤u belirtilmifltir. olgularda uygulanabilen bilateral ooferektomi genifl epidemi- yolojik çal>flmalarda, muhtemel hormonal etkiye ba¤l> olarak, parkinsonizm, kognitif bozukluk ve demans, depresyon ve anksiyete bozukluklar> geliflimi için risk oluflturabilir. Bu ne- denle özellikle herediter kanser riski yoksa bilateral ooferekto- mi yapman>n olas> yarar ve zararlar> iyi de¤erlendirilmelidir. c> salpingoooferektomi cerrahisi sonras> ise anksiyete/depres- yon ölçekleri aç>s>ndan kontrol grubu ile fark bulunmam>flt>r. Kanser olan kad>nlarda yaflam kalitesinin azalm>fl oldu¤u gö- rülmüfl ve bu gruptaki kad>nlar daha çok yorgunluk hissettik- lerini ifade etmifllerdir. var oldu¤unu ortaya koymaktad>r. Örne¤in BRCA1 pozitif over kanserli bireylerin k>z kardefllerinde anksiyete ve somati- zasyon belirtilerinin mevcut oldu¤u saptanm>flt>r. Sosyal destek alg>s>n>n, anksiyeteyi azalt>c> bir etken oldu¤u belirtilmifltir. ki endifleleri etkileyen etmenler, kiflinin kendine yeterli¤i, gelir durumu, kendisinde kanser geliflme riskini nas>l de¤erlendirdi- ¤i ve kiflinin ailedeki rolüdür; hasta birey ile akrabas>n>n, kan- ser hakk>ndaki endifleleri birbiriyle orant>l>d>r. Anksiyete Belirtileri depresyon ve anksiyete belirtilerine odaklanm>flt>r. Anksiyete belirtileri özgül tan>lardan ziyade hastal>k/durum ile iliflkili anksiyeteyi tan>mlar flekildedir. Özellikle çal>flmalar>n ço¤unda kullan>lan ölçüm araçlar>, psikiyatrik tan> s>n>flamalar>na göre de¤il, belirtilerin varl>¤> ve fliddetine göre tarama yapmaktad>r. Dolay>s>yla belirtilen patolojik anksiyete düzeyleri özgül bir anksiyete bozuklu¤u tan>s>na (panik bozukluk, yayg>n anksiye- te bozuklu¤u, travma sonras> stres bozuklu¤u... gibi) iflaret et- memektedir. Depresif belirtiler de benzer flekilde tan>ya özgül de¤ildir. Sözgelimi yüksek depresif belirti puanlar> depresif nö- bet; distimi; bipolar afektif bozukluk, depresif nöbet gibi farkl> tan>lara iflaret ediyor olabilir (ya da bir bozuklu¤un tan> ölçüt- lerini karfl>lam>yor olabilir). Jinekolojik kanser hastalar> için li- teratürde özgül psikiyatrik tan>lar>n yayg>nl>¤> ve tedavisine yö- nelik çal>flmalar>n çok az oldu¤u söylenebilir. de depresyon geçirdi¤i kabul edilmektedir. Majör depresyon prevalans> farkl> toplumlarda yaklafl>k %10-25 civar>ndad>r, ka- d>nlarda erkeklerden iki kat daha s>k görülür. lunmufltur. Çal>flmalarda tespit edilen oranlar toplumda görül- me s>kl>¤>na yak>n oranlard>r. Jinekolojik kanserlerde depres- yon s>kl>¤>, meme (en yüksek oran %45), akci¤er (%11-44), pankreas (%33-50) ve orofarengeal (%22-57) kanserlerden da- ha düflüktür. tüm kanserli hastalar kanser olmayan kontroller ile karfl>laflt>- r>ld>¤>nda, depresyon ve anksiyete bozukluklar> için bir psiki- yatra konsültasyon s>kl>¤>nda gruplar aras>nda fark olmad>¤>, meme ve prostat kanserlerinde antidepresan ve anksiyolitik re- çeteleme s>kl>¤>n>n artm>fl oldu¤u ve özellikle terminal dönem- deki kanser hastalar>nda daha çok antidepresan (meme ve prostat) ve anksiyolitik (meme) reçete edildi¤i gözlenmifltir. Bu çal>flma kanser geliflen organa göre psikiyatrik bozukluk olufl- ma s>kl>¤>n>n de¤iflebilece¤i bulgusunu desteklemektedir. Ayr>- ca kanser hastalar> ile kontroller aras>nda konsültasyon s>kl>¤> aç>s>ndan fark olmamas>na ra¤men kanser grubunda daha çok ilaç reçete edilmesi konsültasyon miktar>n>n yeterli olmad>¤>n> gösteriyor olabilir. Bu çal>flmada jinekolojik kanserler ayr> bir |