malign hastal>klar>, kad>nlarda meme kanserinden sonra ikinci s>kl>kta görülmekte, kanserden ölümlerde ise üçüncü s>rada yer almaktad>r. her y>l 500.000'e yak>n yeni serviks kanseri olgusu ortaya ç>k- maktad>r ve bu hastalar>n yar>s> hastal>¤a ba¤l> olarak kaybedi- lir. ka'n>n güney ve do¤u ülkeleridir. mortalite h>z> 5,9/100.000 olarak bildirilmektedir. de hastal>¤a ba¤l> mortalite geliflmekte olan ülkelerde on kat daha fazlad>r. Her ne kadar Anglosakson ve Amerikan toplum- lar>nda hastal>¤a ba¤l> mortalite %70 azalt>lm>flsa da, serviks kanseri bu ülkeler için de ciddi bir sa¤l>k sorunu olarak varl>¤>- n> sürdürmektedir. Amerika Birleflik Devletleri'nde her y>l 10.000'den fazla yeni tan> alan olgu oldu¤u ve bunlar>n yar>ya yak>n>n>n kaybedildi¤i bildirilmektedir. kojenik sub-tiplerinin (en s>k tip 16 ve tip 18'in) persistan en- feksiyonudur. Erken yafllarda bafllayan cinsel iliflki, birden fazla cinsel partner, multiparite ve immünsupresyon serviks kanseri için majör risk faktörleridir. miflse de, bu durumun ilaçla iliflkisiz olarak, kullan>c>larda ay- n> zamanda yukar>da say>lan di¤er risk faktörlerinin varl>¤>n- dan kaynakland>¤> sonucuna var>lm>flt>r. supresör genlerinde inaktivasyon yaparak preinvaziv ve invaziv hastal>¤a yol açmaktad>r. nu ile ortaya ç>kmaktad>r. En s>k tümörler epitelyal orijinli olup, servikal skuamöz hücreli kanser baflta olmak üzere, ade- nokanser, adenoskuamöz kanser ve andiferansiye kanser sub- dur. Bunun d>fl>nda hastada et suyu renginde vajinal ak>nt>, a¤- r>, bas>, ödem, komflu organ disfonksiyonu, hematüri, rektal kanama, fistül, üremi gibi ileri evre tümörlerde daha fazla gö- rülen semptomlar bulunabilir. Erken evre tümörlerin ise sade- ce %15-32'si semptomatiktir. ken evrede (Evre 1A-Evre1B) tan> al>r. (Tablo 43-1, fiekil 43-1). l>m> olan ve olmayanlar> içeren heterojen bir grubu olufltur- maktad>r. Bir di¤er önemli nokta di¤er malignitelerin aksine, erken evre serviks kanserlerinde cerrahi, radyoterapi (RT) ya da kombine tedaviler olmak üzere farkl> tedavi seçeneklerinin bulunmas>d>r. Hastan>n yafl>, performans>, tan>n>n do¤rulu¤u, invazyon derinli¤i ve geniflli¤i, fertilite arzusu, tümör yayg>nl>- ¤> ve lenf nodu statüsü, uygulanacak tedavinin seçiminde belir- leyici faktörlerdir. Öte yandan tedavi sonuçlar> benzer ve mü- kemmele yak>n olan bu yöntemden hangisinin hangi hasta gru- buna uygulanaca¤> ise konu ile ilgili mevcut literatürde netlik kazanmam>flt>r. |