n>r. Kemoterapötik ajanlar> yerel-bölgesel olarak kullanma- m>zdaki amaç, sistemik verildi¤inde s>n>rl> olan etkinliklerini artt>rmakt>r. gerekir. Sistemik kullan>lan kemoterapötik ajanlar, vaskülari- zasyonu iyi olan organlara rahatl>kla ulafl>rlar. Ancak, difüzyon mesafesinin daha fazla olmas> nedeniyle, intravenöz (IV) kulla- n>lan ilaçlar, ekstravasküler bölgelerde daha düflük penetrasyo- na sahiptirler. Plevra bofllu¤u ve santral sinir sistemi gibi, peri- toneal yüzeyler de ekstravasküler alanlar aras>ndad>r. Dolay>- s>yla, intrakaviter kemoterapi yani vücut boflluklar>na antikan- ser ilaç verilmesi, daha çok intraperitoneal uygulamalarda kul- lan>lmaktad>r. larda ilk defa kullan>ma girdi¤ini görmekteyiz. 60'l> y>llar>n ikinci yar>s>nda uzun süreli intraperitoneal olarak kalabilecek, sonda vs gibi araçlar gelifltirilmifl, 70'li y>llar>n sonuna do¤ru baz> ilaçlar>n peritoneal yüzeylerden yavafl klirensleri oldu¤u saptanm>fl, 80'lerin ilk yar>s>nda da IP kemoterapinin uygunlu- ¤u gösterilmifltir. 1996 y>l>nda, over kanserlerinde, IP kemote- rapinin, IV kullan>ma nazaran, yaflam oranlar> aç>s>ndan üs- tünlü¤ü ilk olarak belirlenmifltir. Son 10 y>ld>r IP kemoterapi u¤rafl>lar> ve bunun daha etkili ve daha az toksik olmas>n> sa¤- layacak alternatif IP kemoterapi yöntemlerini gelifltirme çal>fl- malar>, artarak süregelmektedir. kinli¤i, tümörlerin biyolojik davran>fllar> ile iliflkilidir. Hatta ayn> ilaç, ayn> tümörün de¤iflik evrelerinde, de¤iflik etkiler gös- terebilir. Tümörün davran>fl>, tutumu, kifliden kifliye ne flekilde de¤ifliklikler gösterebilece¤i günümüzde en çok irdelenen ko- nular aras>ndad>r. Ancak tümörün biyolojik davran>fl> ne flekil- de olursa olsun amac>m>z, tümörün kemoterapiden maksi- mum etkilenmesini sa¤lamakt>r. Maksimum etkiyi sa¤layabil- mek için gereken flartlar>n bafl>nda, ilac>n dozu yani tümöral li yo¤unluktaki ilaçla karfl> karfl>ya kald>¤> süre gelmektedir. karfl> karfl>ya kalma süresi uzad>kça da bu etki daha belirgin ha- le gelir ve güçlenir. centration), "T" ise karfl> karfl>ya kal>nan süreyi (Time) göster- mektedir. Bu matematiksel ifade AUC ("area under the con- centration" veya "area under the curve") olarak bilinir. azal>r. Bunun nedeni, hedef dokuda ilac>n tutulmas>, metaboli- ze ve elimine edilmesidir. Her ilaca özgü farkl>l>klar gösteren bu olaya, ilac>n klirensi denir. Peritoneal kavite klirensi düflük, buna mukabil sistemik sirkülasyondaki klirensi yüksek olan ilaçlar>n, intrakaviter uygulanmalar> farmakokinetik olarak avantajl> olacakt>r. Klirensin en önemli belirleyicileri, ilac>n moleküler a¤>rl>¤>, elektrik yükü, lipid çözünürlü¤ü ve ilac>n uyguland>¤> s>v>n>n hacmidir. Di¤er önemli bir nokta, kullan>- lan ilac>n metabolizmas>d>r. IP verilen ajanlar esas olarak por- tal sirkülasyon vas>tas> ile temizlenirler. Bu nedenle, hepatik metabolizmas> olan, düflük klirensli bir ilac>n farmakokinetik avantajlar>n>n olaca¤> ortadad>r. Çünkü, ilaç sistemik sirkülas- yona girmeden önce, karaci¤erde toksik olmayan metabolitle- rine dönüfltürülebilir. Ancak antikanser ilaçlar>n dozu artt>kça, tümör hücrelerinin yan> s>ra, sa¤l>kl> normal hücrelere de öldürücü etkileri artar. Di¤er yandan, tümör hücresine etkisi, ilac>n dozuyla do¤ru orant>l> de¤ildir. bir yükselme bafllar. Bu yükselme pik noktas>na erifltikten son- ra durur ve plato çizmeye bafllar. Bu safhadan itibaren doz ne kadar artt>r>l>rsa artt>r>ls>n al>nan cevapta de¤ifliklik olmaz. Pik noktaya, ço¤u zaman sistemik yolla ulaflmak mümkün olama- maktad>r. |