s>k kanserden ölüm sebebidir. ABD de her y>l 20000 yeni vaka tan>mlanmakta ve bu vakalar>n 15000'i bu hastal>k nedeniyle kaybedilmektedir. Over kanseri kemoterapiye en duyarl> kan- serler aras>ndayken genital sistem kanserlerinin aras>nda en s>k ölüme yol açmaktad>r. Hastal>k genellikle asemptomatik olup tan> konuldu¤unda %75 olgu evre 3-4'de tespit edilmektedir. Bu nedenle cerrahi tedavinin suboptimal olma olas>l>¤> art- maktad>r. l>k sa¤kal>m ancak %40't>r, fakat hastal>k overe s>n>rl> ise bu oran %90'lara ulaflmaktad>r. Son 3 dekatt>r tedavi sonuçlar>n- da çok büyük de¤ifliklikler kaydedilmemifltir. oldu¤unu istatistiksel olarak göstermifltir. Bu çal>flmada her %10'luk tümör küçültülmesi sa¤kal>m> %5.5 art>rmaktad>r. hastalar>n büyük ço¤unlu¤u nüks eder ve kemoteropatik ajan- lara direnç geliflerek over kanseri nedeni ile hayatlar>n> kaybe- derler. y>ll>k sa¤kal>ma sahiptir. Nüks epitelyal over kanserli hastalar>n ikinci basamak kemoterapiye yan>tlar> hayal k>r>c>d>r. Birçok ilaç ikinci basamak kemoterapi için kulan>lm>fl fakat cevap oranlar> %14 ile %34 aras>nda de¤iflmektedir. mam>flt>r. Over kanserinin en s>k, en belirgin yay>l>m> ve nüks- lerin en s>k rastland>¤> bölge intraperitoneal aland>r. Genel ola- rak intraperitoneal kemoterapinin minimal rezidüel hastal>¤> olan grupta etkili bir tedavi metodu oldu¤u kabul edilmekte- dir. Randomize kontrollü çal>flmalarda intraperitoneal ve in- travenöz kemoterapi karfl>laflt>r>lm>fl ve intraperitoneal kemo- terapinin sistemik uygulamaya göre üstünlü¤ü kan>tlanm>fl- t>r. neal sisplatin-paklitaksel kombinasyonu kullan>l>rken kontrol grubuna yanl>z intravenöz sisplatin-paklitaksel verilmifltir. So- nuçta hastal>ks>z sa¤kal>m ve toplam sa¤kal>m intraperitoneal traperitoneal grupta ilk bir y>l hayat kalitesi daha kötü olup bir y>l>n sonunda her iki grupta anlaml> bir fark bulunmam>flt>r. rak düflünülmektedir. Sekonder sitoreduktif cerrahi ile intrape- ritoneal kemoterapi kombinasyonu lokorejyonel hastal>k için uygun bir tedavi metodu olarak kullan>labilinir .Termal etki ile beraber kemoterapötik ilaçlar>n sitotoksik etkisi ve dokuya pe- netrasyonu art>r>l>rken ilaç dirençi azalt>lmaktad>r. rapinin sistemik toksik etkisine ba¤l> olarak birçok problemle karfl>lafl>lmaktad>r. Bu problemlerin üstesinden gelmek ve tü- mörlü dokuda yeterli konsantrasyona ulaflmak için kemotera- pinin lokal olarak kullan>m> gündeme gelmifltir. kanserli 7 olguya uygulam>flt>r. Ancak 1978'e kadar birçok ça- l>flma bu yöntemi klinik olarak baflar>s>z olarak bildirmifltir. peritoneal yüksek konsantrasyonlarda uygulanabilece¤ini gös- termifller ve en önemli problemin tümör dokusuna bu ajanla- r>n yeterli penetre olmad>¤>n> vurgulam>fllard>r. terminin kendisinin direk sitotoksik etkisi mevcut olup DNA onar>m>n> engellemekte, proteinlerin denatürasyonunu sa¤la- makta, heat-shock proteinleri ki bunlar naturel killer hücreleri için reseptör görevi görmektedir, bu proteinleri indüklemekte ve apoptozis uyar>lmakta ve anjiogenezisi engellemektedir. ajanlar>n özellikleri ile iliflkilidir.Yüksek derecelerde hücrelerde oksidatif metobolizma inhibe olup, pH'n>n düflmesi ve böylece hücrede lizozomal aktivitenin, plazma membran>n>n geçirgen- li¤i, tümörün kemoteropatik ajanlar> uptake artmaktad>r.Hi- pertermi ayn> zamanda baz> kemoteropatik ajanlar>n alkalizas- yonunu ve eksresyonunu art>rarak sistemik toksik etkileri azaltmaktad>r. |