en s>k (%76-80) uygulanan ameliyatt>r. Amputasyonlarla ilgi- li tüm hastane yat>fllar>n>n %82'sini periferik vasküler hasta- l>k veya diabetes mellitus nedeniyle geliflen dolafl>m bozuk- lu¤u ekstremiteler oluflturur. Dolafl>m bozuklu¤u mevcut amputasyonlar>n %97'si alt ekstremitelerde yap>lmaktad>r. Revaskülarizasyon tekniklerindeki tüm geliflmelere ra¤men yap>lan çal>flmalarda alt ekstremite amputasyon oranlar>n>n de¤iflmedi¤i görülmüfltür. Yukar>da bahsedilen iki primer neden cerrahi tedavi ve rehabilitasyon çabalar>n> do¤rudan etkileyen birçok komorbiditeyi de beraberinde getirmekte- dir. Primer vasküler hastal>¤a ba¤l> dolafl>m bozuklu¤u alt ekstremite amputasyonlar>ndan sonra 5 y>ll>k mortalite oran> %40 ile %60 aras>nda de¤iflmekte olup bu oran diabetes mel- litusa göre daha yüksek bir morbidite ve mortalite içermek- tedir. Baz> çal>flmalarda amputasyondan sonraki 7 y>l içeri- sinde %39 hayatta kalma oranlar> bildirilmifltir. Dolafl>m bo- zuklu¤u mevcut alt ekstremitesine amputasyon uygulanan hastalar>n %30 ile %50'sinin di¤er ekstremitesine de sonraki 5 y>ll>k dönem içerisinde amputasyon uygulanmaktad>r. Di- zalt> amputasyonlardan sonra %20 oran>nda dizüstü ampu- tasyona dönüfl gerekmektedir. zinin istatistiklerine göre 65 yafl>ndan genç diabetik hastalar- da transfemoral amputasyonlar 1000'de 0.5 oran>nda uygula- n>rken bu oran 75 yafl>ndan yafll> diabetik hastalarda 1000'de 4'tür. Transfemoral amputasyonlardan sonra transtibial am- putasyonlara göre daha çok morbidite izlenmekte ve transfe- moral amputasyon uygulanan hastalar daha distal seviyeden amputasyon yap>lanlara göre protez kullan>m>nda daha bü- yük oranda güçlüklerle karfl>laflmaktad>r. Travmatik nedenle- re veya tümör rezeksiyonuna ba¤l> amputasyon uygulanan genç hastalar yafll> ve dolafl>m bozuklu¤u mevcut olan ekstre- mitelerine amputasyon uygulanm>fl hastalara göre daha bafla- r>l> olarak protezlerini kullanmaktad>r. Diyaliz hastalar> da protez kullan>m>nda güçlüklere sahip olan bir di¤er gruptur. Diabet ve vasküler hastal>k haricindeki tümör, travma ve en- r>nda Amerika Birleflik Devletleri'nde son y>llarda bir azalma sözkonusudur. Bu azalman>n bafll>ca nedeni son y>llardaki ye- ni t>bbi ve cerrahi geliflmeler ve çal>flma ortamlar>nda al>nan koruyucu önlemlerdir. S>cak savafl>n günümüzde devam etti- ¤i ülkelerde kara may>nlar> da travmatik amputasyonlar>n önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir. Her zaman fonksiyonel beklentilerle (transfemoral amputas- yonlardan sonra protez kullan>m>ndaki zorluk gibi) yara iyi- leflmesiyle ilgili beklentiler (revizyona gerek kalmadan yara- n>n iyileflmesi gibi) aras>nda zor bir denge vard>r. Amputas- yon uygulanan hasta grubunun yafllanmas>yla birlikte pro- tez kullan>m> s>ras>nda gereken enerji kullan>m>n> da göz önünde bulundurmak gereklidir. Transtibial amputasyon- lardan sonra hastalar her iki aya¤>n> kullanarak mobilizas- yon için %40 ile 50 oran>nda ve transfemoral amputasyon- lardan sonra ise ayn> ifllem için %90 ile 100 oran>nda daha fazla enerjiye gereksinim duyarlar. Beraberinde daha fazla morbidite getirmesine ra¤men hastalar>n ço¤unlu¤u daha uzun bir güdük ekstremiteye sahip olabilmek için birden çok say>da ameliyata raz> olmaktad>rlar. Nadir de olsa, baz> hastalar ise kronik ve giderilemeyen ayak, ayakbile¤i a¤r>la- r> nedeniyle transtibial amputasyonu talep etmektedirler. oldu¤undan amputasyon sonras> yara iyileflmesinin müm- kün olabilece¤i en alt seviye titizlikle belirlenmelidir. Daha önceki zamanlarda bu seviye tespit ifllemi en iyi flekilde cer- rahi s>ras>nda dokular>n kanlanma durumuna bak>larak kli- nik olarak kararlaflt>r>l>rd>. Günümüzdeyse, bu klinik de¤er- lendirme baz> ameliyat öncesi test yöntemleri ile desteklen- mektedir ki, bunlardan en faydal> olan> oksijen bas>nc>n>n transkütan ölçüm yöntemidir. Transkütan oksijen bas>nc> öl- çümü do¤ru sonuç veren, yayg>n olarak, hastan>n yata¤>nda kolayca yap>labilen ve maliyeti düflük bir ifllemdir. Oksijen inhalasyonu s>ras>nda ve oksijen inhalasyonu olmaks>z>n ay- |