primer skar proteini olur. miktar> %25'e ç>kar. Matür skar dokusunda ise tip III kol- lajen çok düflüktür (%10). lajendeki art>fla da ba¤l>d>r. Matriksin yap>s> zamanla de¤i- flir. Skar dokusunda ince kollajen fibrilleri deriye paralel- dir. Bu ince kollajen fibrilleri zamanla kal>nlafl>r ve yaran>n stres çizgisi boyunca organize olurlar. Bu de¤ifliklik ile bir- likte yaran>n gerilme kuvveti de artar. Kollajen fibril kal>n- l>¤> ve gerilme kuvveti aras>nda pozitif bir iliflki vard>r. riks metalloproteinaz (MMP) enzimleri taraf>ndan gerçek- lefltirilir. Bu enzimlerin bafl>nda kollajenaz, jelatinaz ve stromelisinler gelmektedir. MMP aktivitesi kollajen yap>- m> ve y>k>m> aras>ndaki dengeyi belirlemektedir. MMP en- zimlerinin aktivitesi ise MMP inhibitörleri taraf>ndan kontrol edilmektedir. Dolay>s>yla, MMP enzimleri ve MMP inhibitörleri aras>ndaki di¤er bir denge de ESM'nin yeniden yap>land>r>lmas>n> etkilemektedir (24). Bunun yan>nda, di- ¤er faktörler de ESM yap>lanmas> üzerinde etkili olabilmek- tedir. Örne¤in TGF- depolanmas> yönünde görev almaktad>r (25). biyokimyasal farkl>l>klar vard>r. Yara kollajeninde lizin re- zidülerinde daha fazla hidroksilasyon ve glikozilasyon göz- lenmektedir. Uzun bir remodeling dönemine ra¤men (1 y>l), iyileflen skar dokusundaki kollajen, hiç bir zaman sa¤- lam dermisteki kollajen kadar organize de¤ildir. Dolay>s>y- la skar dokusunun gerilmeye karfl> koyma gücü normal de- rideki gücün en fazla %80'ine ulaflabilir (26). Yaralanma- dan 1 hafta sonra, en sonunda elde edilecek kuvvetin %3'üne ulafl>l>r. Bu rakam, 3 hafta sonra %20'dir. spesifik post-translasyonel enzimler veya lizil oksidaz>n in- hibisyonu, ileride keloid gibi fibrotik hastal>klar>n çaresi olabilir. yüme faktörü ve sitokinin yara iyileflmesinin de¤iflik evre- ç>km>flt>r. Bu faktörlerin bulunmas> yara iyileflmesindeki olaylar>n daha iyi kavranmas>n> sa¤lam>fl, ayn> zamanda bu olaylar>n tedavi amac>yla yönlendirilmesi için yeni araflt>r- malar yap>lmas>na zemin haz>rlam>flt>r. ufak konsantrasyonlarda bile etkinlikleri ortaya ç>kan bu molekülerin a¤>rl>klar> genellikle 4.000 ila 60.000 Dalton aras>nda de¤iflmektedir. Hücre membran>nda bulunan re- septörleri arac>l>¤>yla spesifik bir biyokimyasal mesaj> spe- sifik bir hedef hücreye ve dokuya aktarabilmektedirler. Bü- yüme faktörleri endokrin, parakrin, otokrin ve intrakrin mekanizmalarla hücre fonksiyonunu regüle etmektedir (12). Endokrin büyüme faktörleri herhangi bir hücreden salg>lanarak sistemik dolafl>ma geçerler ve baflka bir bölge- deki hedef organa ulafl>rlar. Parakrin faktörler salg>land>k- lar> hücrenin hemen yan> bafl>ndaki di¤er hücreleri etkiler- ler. Otokrin faktörler salg>land>klar> hücrenin yine kendisi üzerinde etki gösterirler. lerinin ço¤unun etki mekanizmas> otokrin ve parakrin yol- la gerçekleflmektedir. ler üzerinden çal>flt>klar> anlam>n> tafl>r ve fonksiyonlar>n>n karmafl>kl>¤>n> ortaya koymaktad>r. hücre tipleri ve ifllevleri afla¤>daki flekilde tan>mlanabilir (18): Anjiyogenezi, endotel hücrelerinin proliferasyonu ve mig- rasyonunu indükler. Keratinosit ve fibroblast proliferasyon ve migrasyonunu indükleyerek epitelizasyonu h>zland>r>r. oglikan ve kollajen sentezini artt>r>r. Makrofajlar ve fibrob- lastlar için kemotaktiktir. kontrol eder. Keratinositlerden di¤er büyüme faktörlerinin salg>lanmas>n> indükler. |