tübülleri etkileyen tübüler hastal>klarda, ve tübüler glukozüride bulu- nur.Proksimal tübüler fonksiyonlar>n>n tümünün bozulmas> (glukozü- ri, aminoasitüri ve fosfatüri gibi) Fanconi Sendromu varl>¤>n> gösterir. albümin varl>¤>na duyarl>d>r ve di¤er proteinlere ço¤u kez daha az du- yarl>d>r (düflük molekül a¤>rl>kl> Bence Jones proteinürisi gibi). 1+ pro- tein varl>¤>, 30 mg/dl albüminüriyi, 3+ protein varl>¤> ise 500 mg/dl'- den daha fazla proteinüri oldu¤unu gösterir. Dipstik yöntemi nicel bir ölçüm olmad>¤> için, oligürik hastada az miktardaki proteinüri kendini yalanc> olarak yüksek derecede proteinüri varm>fl gibi gösterebilir. kullan>l>r. Hemoglobin, myoglobin veya sa¤lam eritrosit ile temas ha- linde hem reaksiyonu oluflur. Hem reaksiyonu yo¤un olarak olufltu¤u ve idrar sedimenti de hücresel elemanlardan fakir oldu¤u zaman he- moglobin veya myoglobinin varl>¤>ndan flüphe edilir. rülürler. aktivitesini gösteren birçok hücresel elementler ile ilgili genifl bir alan- da bilgi verir. Bu hücreler; eritrositler, lökositler, tübüler hücreler, transisyonel hücreler ve yass> epitel hücreleridir. Silendirler, tübüller taraf>ndan oluflturulur ve bunlar>n içinde hücresel elemanlar buluna- bilir veya bulunmayabilir. sitler, glomerül içerisinden geçerken deforme olan eritrositlerdir ve genitoüriner sistemin di¤er k>s>mlar>ndan köken alan izomorfik eritro- sitlere göre farkl>d>r (fiekil 115-2 ve 115-3). Glomerül kökenli eritrosit- ler, glomerül kökenli olmayan eritrositlere göre s>kl>kla daha kolay parçalanabilen ve >fl>¤> daha az k>rabilen hücrelerdir. Bu hücreler, s>k- l>kla poikilositozis ve tomurcuklarla birlikte fragmante olmufllard>r ve Mickey Mouse eritrositleri olarak adland>r>l>rlar. Dismorfik eritrositle- rin tan>nmas>nda faz kontrast mikroskopisi oldukça yard>mc>d>r. nin glomerül kaynakl> oldu¤unu düflündürür. Eritrosit silendirlerinin bulunmas> glomerülonefrit varl>¤>n>n kuvvetli kan>t>d>r. Lökositler ço- ¤unlukla idrar yolu infeksiyonlar>nda görülür. Ayn> zamanda akut in- tersisyel nefrit, Legionella ve Leptospira infeksiyonlar>nda, tüberkülo- zis gibi kronik infeksiyonlarda, allerjik intersisyel nefritte, ateroembo- lointersisyel nefritlerde görülebilir. Mononükleer hücreler, ço¤unluk- la transplant rejeksiyonunda saptan>r. Tübüler hücreler ise birçok tü- bülointersisyel hastal>k durumunda idrar sedimentinde bulunur. Bu hücreler ayn> zamanda myelom böbre¤i veya silendir nefropatisi gibi iskemik ve nefrotoksik ajanlarla zararlanma durumlar>nda da görüle- bilir. Eozinofillerin gösterilmesi için özel boyalar gereklidir. Giemsa boyas> Hansel boyas>ndan daha az duyarl>d>r. ile iliflkilidir. Ayn> zamanda vaskülitler, prostatit ve gösterilebilen ate- roembolik hastal>kta da idrarda eozinofillere rastlanabilir. iyi flekilde gram boyamayla ortaya konulabilir. Sedimentte yüksek dere- cede refraktil olan maya formlar> ve spermatozoa da teflhis edilebilir. böbrek parankimi içinde olufltu¤u için efllik eden hücresel elemanlar aç>s>ndan ipucu verirler. Granüler silendirler tubüler hücre silindirlerin dejenere olmas>yla olu- kildedir, ve hemoglobin içeriklerini ve glomerüler kanamay> gösterir (Johnson RJ, Feehally J: Comprehensive Clinical Nephrology. London, Mosby, 2000 narak al>nm>flt>r). içeri¤i ayn>d>r. daki kistlerden gelen glomerül d>fl> kanamalar> gösterir (Johnson RJ, Feehally J: Comprehensive Clinical Nephrology. London, Mosby, 2000. m>flt>r). RJ, Feehally J: Comprehensive Clinical Nephrology. London, Mosby, 2000. |