halde as>l> form) daha az duyarl>d>r. Rifampin prostetik materyalleri içeren infeksiyonlar>n tedavisinde, tedavi rejimine s>kl>kla eklenir. Bu antibiyotik, RNA polimeraz inhibitörüdür ve biofilm içine h>zl> bir fle- kilde penetre olabilir. Mikroorganizman>n bio-film iliflkili formuna ve planktonik formuna karfl> benzer aktivite gösterir. Fakat, rifampisine direnç geliflimi h>zl> oldu¤undan, bu ajan bu tür durumlarda tek ajan olarak kullan>lmaz ve direnç geliflimini en aza indirmek için ikincil ajanlarla kombine edilir. Bu tür yaklafl>mlara ra¤men, implante mater- yalleri içeren infeksiyonlar antimikrobiyal tedaviye dirençlidir ve era- dikasyon için yabanc> materyalin ç>kart>lmas> gerekir. medi¤i durumlarda olas> patojene, etkili olmas> muhtemel antibiyoti- ¤i) gözden geçirdikten sonra, uygun antibiyotik seçimini yapabilmek için dikkate al>nmas> gereken baflka hususlar da vard>r. Sonraki parag- raflarda, hastayla ilgili dikkate al>nmas> gereken faktörlerin bir k>s- m>ndan bahsedilmifltir. Bu tür durumlarda bu ajan> ve çapraz reaksiyon görülebilece¤i için onunla ayn> s>n>ftaki ajanlar> kullanmaktan kaç>nmak gerekir. Penisi- line karfl> geliflen erken hipersensitivite reaksiyonu bu tür reaksiyonla- ra örnek olarak verilebilir (ürtiker, dudaklarda fliflme, laringeal ödem, dolafl>m kollaps>). Bir di¤er örnek de sülfonamid kullan>m>yla geliflen mukokutanöz büllöz erüpsiyondur (Stevens Johnson Sendromu). yonlarda hekim, çapraz reaksiyon ve ciddi yan etkilerin ortaya ç>kma riskini gözden geçirerek (her iki riskin de düflük oldu¤una karar veril- miflse) sefalosporin gibi yak>n bir antibiyotik seçebilir. Bu tür durum- larda hastan>n yak>n monitorizasyonu esast>r. Nadir de olsa hayat kur- tar>c> ve alternatifi bulunmayan bir ilaca alerji geliflimi olabilir. Bu du- rumda hastan>n desensitizasyonuna baflvurulabilir ve sonras>nda ilaç kullan>labilir. Penisilin ve trimetoprim-sulfometaksazol için desensiti- zasyon protokolleri mevcuttur. Bu prosedürlerin de riskleri vard>r, bu sebeple desensitizasyon uygulanacak hastalar resüsitasyon kaynakla- r>n>n üst seviyede oldu¤u, yo¤un bak>m ünitelerinde takip edilmelidir. rin diskolorasyonuna ve difl minesinin hipoplazisine neden olabilir. Bu yüzden gebelerde kullan>m>ndan kaç>n>lmal>d>r. Streptomisin, ge- belik boyunca plasentay> geçebilir ve sekizinci sinire verdi¤i zarar ka- n>tlanm>flt>r. Non-nükleozid reverse-transkriptaz inhibitörü olan efa- virenzin fetus üzerinde zararl> etkilerinin oldu¤una dair kan>tlar mevcuttur. Primatlarla yap>lan çal>flmalarda teratojenite saptanm>fl, intrauterin dönemde efavirenze maruz kalan az say>da çocukta nöral tüp defektleri görülmüfltür. Az say>da antibiyotik ise, FDO taraf>ndan D grubuna (insanlar için risk kan>tlanm>fl) veya gebelikte kesinlikle kullan>lmamas> gereken ilaçlar grubuna al>nm>flt>r. Bu gruptakinden çok daha fazla say>da antibiyotik ise fetus için potansiyel risk bar>nd>- ran ilaçlar> kapsayan, C grubundad>r (Hayvan çal>flmalar> temel al>n- m>flt>r). Antimikrobiyal tedavi rejimine karar verilirken, do¤urganl>k ça¤>ndaki her kad>n için gebelik durumu sorgulanmal>d>r. Tedavide kullan>lmaya aday ajanlar>n hepsi gözden geçirilmeli ve en güvenlisi seçilmelidir. gellemek aç>s>dan, emzirmeye bir süre ara verilmesi gerekebilir. yetmezli¤e ba¤l> ölümler bildirilmifltir. Didanozin ve stavudin kombi- nasyonunu kullanan gebelerde hayat> tehdit eden hepatosteatoz vaka- lar> bildirilmifltir. Gebeler bu toksik etkiye özellikle duyarl>d>r. çocuklarda kullan>mlar>ndan kaç>n>l>r. Florokinolonlar çocuklarda kullan>m>ndan kaç>n>lan bir di¤er antimikrobiyal s>n>f>d>r, çünkü hay- vanlarda k>k>rdak erozyonuna ve artropatilere neden oldu¤u gösteril- mifltir. Son zamanlarda, pediatride s>n>rl> say>da kullan>m alan> bul- muflsa da (komplike üriner infeksiyonlarda, piyelonefritte, inhalas- yonla bulaflm>fl flarbon hastal>¤> tedavisinde), siprofloksasin ile tedavi edilen çocuklarda kas-iskelet sistemiyle ilgili yak>nmalarda art>fl göz- lenmektedir. yenido¤anlar hariç) eriflkinlere ve daha büyük yafltaki çocuklara na- zaran daha erken eliminasyona u¤rar. Bu yüzden daha yüksek dozlar gerekir. Uç yafllarda, antibiyotik dozlar> modifikasyon gerektirir. Pre- matürelerde ve yenido¤anlarda böbrek fonksiyonlar> tam kapasiteye ulaflmam>flt>r ve ilaç eliminasyonu gecikebilir. Benzer olarak yaflam>n erken döneminde karaci¤er fonksiyonlar> da tam olarak geliflmemifl- tir ve bu dönemde kullan>lan kloramfenikol kardiyovasküler kollap- sa ve ölüme neden olacak toksik dozlara kadar birikebilir. Absorbsi- yonlar> gastrik pH'a ba¤l> olan oral antimikrobiyallerin emilimi de ya- fla ba¤l>d>r. Çocuklardaki gastrik pH, eriflkinlerdekinden yüksektir. Yüksek asit pH'>na neden olan aklorhidri ise 60 yafl>n üzerindeki erifl- kinlerde daha s>k görülür. Bu sebepten, çocuklarda ve yafll>larda, pe- nisilin G gibi aside dayan>ks>z oral ilaçlar>n emilimi artm>flt>r. Di¤er taraftan, ketokonazol gibi baz> antimikrobiyaller emilim için gastrik aside ihtiyaç duyarlar ve azalm>fl gastrik asit üretiminde biyoyararla- n>mlar> azal>r. sitesine gerçekte oldu¤undan daha yüksek de¤er biçilmesiyle sonuç- lanabilir. Renal fonksiyonlarda azalma ve vücut kompozisyonunda de¤iflmeler (ilaç da¤>l>m>n> etkiler) yafll>larda ilac>n farmakokineti- ¤inde de¤iflikliklere neden olabilir. Son gelifltirilen antibiyotikler için, yafll>lardaki farmakokinetik özelliklerinin tan>mland>¤> FDA- onayl> ilaç etiketleri mevcuttur. Baz> ilaçlar yafll> bireylerde daha yüksek konsantrasyonlara ulafl>rlarsa da bu farkl>l>k ilaç dozlar>nda sadece yafla bakarak doz ayarlamas> yapmay> gerektirecek kadar önemli de¤ildir. de gelmifltir. Klinik çal>flmalar göstermifltir ki rafl geliflimi kad>nlarda erkeklere göre daha s>k görülmektedir ve bu hormonal faktörlerin dö- küntü gelifliminde etkisi olabilece¤ini göstermektedir. Klinik çal>flma- larda, bir ketolid olan telitromisin için görmede geçici bulan>kl>k ve odaklanmada zorluk gibi problemler tan>mlanm>flt>r. Bu yan etki 40 yafl alt> insanlarda daha s>k görülür. Bu yan etki akomodasyonda de- ¤ifliklikle alakal> olabilir. Bu durum akomodasyonun gençlerde daha sa¤lam olmas>yla aç>klanabilir. nal fonksiyonu bozuk hastalarda, doz ayarlamas>na gidilmeden kulla- n>labilir. Bu ajanlara örnek olarak nafsilin, seftriakson, doksisiklin, azitromisin ve linezolid verilebilir. Linezolidin mikrobiyolojik olarak inaktif metabolitleri son dönem böbrek yetmezli¤inde vücutta biriki- me u¤rayabilir, fakat etkileri bilinmemektedir. normal olan hastalarda 8 saatte bir uygulan>rken, kreatin klirensi 10ml/dakikan>n alt>nda olan kiflilerde doz aral>klar> 48 saate kadar uzat>l>r. Son dönem böbrek yetmezli¤i olan hastalarda, vankomisin de uzun doz aral>klar>yla uygulan>r, bazen uygulama haftada bir fleklin- de olabilir. Fakat, yeni dializ membranlar>n>n vankomisini uzaklaflt>r- madaki artm>fl etkinli¤inden dolay>, doz ayarlamas> serum ilaç kon- santrasyonuna bakarak yap>l>r ve her dializ seans>nda doz ayarlamas> gerekebilir. |