20 ve 80 yafllar> aras>nda %50 azalmaktad>r. Kardiyak dolum atriyal kontraksiyon s>ras>nda ve geç diyastoldeki aktif doluma ba¤l> kalmak- tad>r (Bölüm 50). Bu fenomen sol ventrikül duvar>n>n kal>nlaflma ve sertleflmesiyle iliflkilidir. Normal koflullarda sistolik fonksiyon de¤ifl- mez ancak, hacimler az oldu¤u zaman kal>nlaflm>fl olan ventrikül nor- mal outputu sa¤layamaz ya da artm>fl dolum bas>nçlar>n> engelleye- mez. Bu da volum fazla oldu¤unda pulmoner konjesyon ile sonuçla- n>r. Sonuç olarak, miyokardiyal sensörlerin kalpte daha yüksek bas>nç alg>lamas>yla atrial natriüretik ve beyin natriüretik peptid düzeyleri yaflla beraber yükselir. Belli say>daki sinüs nodu uyar> yap>c> hücrelerin azalmas> -80 yafl>nda %90 azalma- bu de¤iflikliklere katk>da bulunur. Ayr>ca, santral ve baro- refleks-arac>l> kalp h>z> kontrolünde de de¤ifliklik olur (Bölüm 60). Kalp kapaklar>, özellikle aortik ve mitral kapaklar, kal>nlafl>r ve sertleflir (Bö- lüm 75). Kalp kapa¤> sertleflmesinin fonksiyonel önemi çok azd>r ancak yafll> bireylerin %25'inin ejeksiyon üfürümü vard>r (Bölüm 48). Aorta dilate olur ve medial duvar kalsifikasyonuna ba¤l> duvar> kal>nlafl>r; bu elastisite kayb>na ba¤l> olarak sistolik kan bas>nc>nda sekonder yüksel- me olur (Bölüm 66). Arteriyal duvarlar>n kal>nlaflmas>, kalsifiye olmas> ve elastisitesini kaybetmesi ile oluflan arterioskleroz yafllanan damarla- r> okluzyon ve rüptüre yatk>n k>lar (Bölüm 69). yafl>ndan sonra yükselir, 70'lerin ortalar>na kadar yükselmeye devam eder, 80 ve 90'larda hafifçe düflüfle meyillenir. Diyastolik kan bas>nc> vü- cut a¤>rl>¤>ndaki do¤al art>fla paraleldir, bu kad>nlarda 60 erkeklerde 50 yafl>nda tepe yapar. bas>nc>ndaki bu de¤ifliklikler evrensel de¤ildir, genetik ve stres, sod- yum, potasyum al>m> ve obezite gibi çevresel faktörlere göre de¤iflir. mufl diyastolik dolum ve diayastolik kalp yetmezli¤i sendromuna yat- k>nl>¤a neden olan yaflla iliflkili vasküler sertleflmedir (Bölüm 57). Yafl- l> bireylerde en s>k görülen aritmi atrial fibrilasyondur (Bölüm 63); cer- rahi geçiren yafll> bireylerin üçte birinde, toplumdaki yafll>lar>n %4'ün- de görülmektedir. Tiroid hastal>klar>, koroner arter hastal>klar>, kapak hastal>klar> ve intrinsik ileti bozukluklar> bilinen sebepler olsa da, yafl- l>lardaki atrial fibrilasyon genellikle altta yatan hastal>¤>n bulunmad>- ¤> yaln>z atrial fibrilasyondur (lone atrial fibrilasyon). drom olan postural hipotansiyonu aç>klamaktad>r (Bölüm 427). Yafll>- larda postural hipotansiyon büyük ö¤ünlerden sonra, su ve tuz al>m>- n> engelleyen ciddi infeksiyonlarda, diare, diüretik tedavisi veya kolo- noskopi için barsak haz>rl>¤> gibi hacim kayb>na sebep olan stresörle- rin varl>¤>nda da s>kt>r. Baroreseptörlerin bulundu¤u damarlardaki sertleflme, kan bas>nc>n>n otoregülasyonunu yafll>larda bozabilir. makt>r. Hacim durumu dikkatle incelenmeli, postural hipotansiyona yatk>nl>¤> olan hastalarda oturarak oldu¤u kadar ayakta ölçülen kan bas>nc> da dikkate al>nmal>, medikasyonlar>n yan etkileri gözlenmeli ve yafll> kiflinin her tür hastal>¤>nda kardiyovasküler dayan>ks>zl>k göz önüne al>nmal>d>r. Çevre (Ç) |