oklüzyonlar, ilaç toksisitesi ve retina dekolman> gibi pek çok hastal>k- ta da gözlenir. Konjenital sa¤>rl>kla birliktelik gösteren RP Usher sen- dromu olarak tan>mlan>r. A palmitat deste¤idir (15.000 ünite/gün). Karaci¤er toksisitesi bu te- daviden çok daha yüksek dozlar kullananlarda görülmekle birlikte te- davi gören hastalar>n karaci¤er toksisitesi aç>s>ndan monitorize edil- mesi flartt>r. E vitamini takviyesi hastal>¤> kötülefltirebilir. Olgular>n ço¤unda hastal>k yavafl ilerleme gösterir. Görme alan>ndaki ciddi da- ralmaya ra¤men santral görme keskinli¤i beklenmedik bir flekilde iyi kalabilir. Görme alan>ndaki daralman>n 20 dereceye indi¤i olgular ya- sal olarak kör kabul edilir. Olgular>n bir ço¤unda az görenlere yard>m cihazlar> ifle yarar. Hastalara mutlaka genetik dan>flmanl>k sa¤lanma- l>d>r. Etkinli¤i henüz ispatlanmam>fl olmakla birlikte baz> otoriteler bo- yal> camlar yard>m>yla >fl>¤a maruziyetin k>s>tlanmas>n> önermektedir. kadar h>zl> ilerleme gösterdi¤i bir RP varyant> olarak kabul edilmekte- dir. Çocuklar genellikle hayat>n ilk 6 ay>nda nistagmus veya görme maturasyonunda gecikme nedeniyle muayeneye getirilirler. Kal>t>m otozomal resesiftir. Hastal>ktan etkilenen bireyler muayenede görsel sitmülasyona yan>t vermezler ve pupillalar de¤iflken reaksiyon göste- rir. Fundus bulgular> normal görünüm ile yayg>n spiküller aras>nda de¤iflkenlik gösterir. Koroidde çok say>da küçük, beyaz odak görüle- bilir. ERG'de jeneralize fotoreseptör disfonksiyonu izlenir. Mevcut bir tedavi yoktur. ilk on y>lda bafllar. Hastal>ktan etkilenmifl eriflkinlerde görme alan> ciddi flekilde daralm>flt>r. Fundus periferinde co¤rafik retina pigment epitel kayb> alanlar> ve hiperpigmente kenarl> koroid atrofisi görülür. Santral retina daha ileri evrelerde bu sahalar konfluen hale gelince et- kilenir. Hastalarda ornitin aminotransferaz enzimindeki defekt nede- niyle serum ornitin düzeyi yükselir. ERG hastal>¤>n erken dönemle- rinde de anormaldir. Tan> için fundus bulgular>na ve serum ornitin düzeylerine bak>l>r. Tedavide ise arjinin k>s>tlamas> yap>l>r. Ay>r>c> ta- n> patolojik miyopi, koroidremi, RP ve di¤er koryoretinal atrofi ne- denlerini içerir. da bafllayan, ilerleyici koryokapillaris atrofisi görülür. Genellikle hi- perpigmente sahalar yoktur. Gece körlü¤ü genellikle ilk semptomdur ancak görme keskinli¤i yavafl yavafl azalarak 40'l> yafllarda 20/200 dü- zeyine gelir. Kad>n tafl>y>c>lar asemptomatiktir ancak hafif fundus de- ¤ifliklikleri görülebilir. tipi vard>r. Her alt tipin pigmenti spesifik bir dalga boyunu absorbe eder. K>rm>z> kon fotoreseptörü olmayanlar protanop, yeflil fotoresep- törü olmayanlara dötranop olarak adland>r>l>r. Mavi konlar>n eksikli- ¤i di¤er ad>yla tritanopi oldukça nadir görülür ancak otozomal domi- nant kal>t>m gösterir. anormalli¤i sözkonusudur. Kon pigmentlerinin kodlanmas>ndaki ge- netik defekt genellikle zirve dalga boyu absorbsiyonunda hafif bir kaymaya neden olur ve etkilenen bireylerin renkli görme testleri bu nedenle normal kiflilerden farkl>d>r ancak bu bireyler yine de renklerin farklar>n> alg>larlar. Mavi-sar>n>n kar>flt>r>lmas> genellikle akkiz dis- kromatopside görülür ve optik sinir hastal>klar>n>n habercisidir. enfeksiyöz patojeni yans>t>r. Tedavi alternatifleri hijyen modifikasyon- lar>ndan ve cerrahi debridmana uzanan genifl bir yelpaze oluflturur. liküllerini etkiler. Staphylococcus aureus en s>k görülen infeksiyöz ajan- d>r. Tedavi edilmedi¤i takdirde durum kronikleflir ve korneal ve kon- jonktival inflamasyona (blefarokonjonktivit) yol açar. Hastalara göz ka- paklar>n> ve kirpiklerini pamuk uçlu aplikatör veya sabun bezi ile her gün itinal> bir flekilde temizlemeleri önerilir. Antibiyotikli pomatlar (ba- sitrasin ya da eritromisin) kirpikli kenar> tedavide damlalardan daha et- kindir. Seboreik blefarit kabuk ve ya¤l> materyalin kirpikleri çevreledi¤i bir anterior blefarittir. Tedavinin esas>n> yine kapak hijyeni oluflturmaktad>r. bezlerden manuel bas> uyguland>¤>nda beyaz materyal boflald>¤> gö- rülebilir. Görme bozulabilir ve konjonktiva gözyafl> film tabakas>na eklenen hipervisköz sekresyonlar nedeniyle inflame olabilir. Tedavide günlük kapak temizli¤i önerilir. S>cak ve dilüe edilmifl bebek flampua- n> ve temiz bir temizlik bezi kirpikli kenara masaj yapmak için kulla- n>labilir. Baz> hastalarda oral tetrasiklinle düzelme görülebilir (oral, 50 veya 100 mg, 3 ay boyunca günde iki kez) ve hastalar>n yar>s>nda ro- zasea olabilir (Bölüm 465). Sebase karsinom tek tarafl>, kronik ve di- rençli blefarite neden olabilir. olabilir ve üst kapakta ortaya ç>kt>¤>nda blefaroptozise neden olabilir. Bunlar genellikle kendini s>n>rlayan infeksiyonlard>r ancak çevre do- kulara yay>l>m> ile preseptal selülite dönüflüp kapaklarda eritem, ödem ve >s> art>fl>na yol açabilirler (fiekil 449-5). Arpac>k genellikle bir- kaç günlük s>cak pansuman tedavisine cevap verir ancak preseptal se- lülitte sistemik antibiyotik kullan>m> gerekir (sonraki sayfalarda). yumuflak dokulara ekstravaze olmas> flalazyonda büyüme ile birlikte kronik granülamatöz bir inflamasyona, internal veya eksternal erozyona, spontan boflalmaya veya fokal bir selülite yol açabilir. Konservatif teda- vide antibiyotikli pomatla birlikte ya da tek bafl>na s>cak pansuman uy- gulan>r. Rekürren izole flalazyonlar lokal steroid enjeksiyonuna cevap verebilir ancak bu tedavide de hipopigmentasyon ve doku nekrozu gibi problem- lerle karfl>lafl>labilir. Çok say>da, kronik flalazyonlu olgularda sistemik selülit apseye dönüflebilir. Tedavisinde insizyon ve drenaj> takiben sistemik antibiyotik kullan>m> gereklidir. |