anlafl>lmas>yla, kanser yatk>nl>¤>n> ortaya ç>karan mutasyonlar en faz- la kal>t>m flekli olarak görülmektedir; bu mutasyonlar kal>t>m>n klasik modlar>ndan olan resesif veya dominant olmaktad>r (Tablo 186-1). Kanserin genel s>kl>¤>nda önemli rol oynayan non-mendeliyan kal>t>- m> karakterize etmek oldukça zordur. Ayr>ca, çevre ile mutant genle- rin etkileflimi, ailesel görülenlerin yan>nda, bireylerdeki kanser geneti- ¤indeki rolünün çözümlenmesindeki baflka bir kar>fl>kl>¤> da berabe- rinde getirmektedir. dromlar> (Bölüm 250) en iyi bilinen dominant geçiflli baz> sendromlar- d>r. Dominant geçiflli sendromlar>n ço¤unda, tümör supressör genin- deki bir defekt genellikle ebeveynlerden birinden gelen germline bir mutasyon olarak kal>t>m gösterir; di¤er ebeveynden gelen ikinci gen kopyas>nda kazan>lm>fl (somatik) bir mutasyon, gende tam fonksiyon kayb>na ve kanser geliflimine yol açar. Di¤erleri ise, sadece bir gen kopyas>n>n etkilenmesiyle bile kanseri kolaylaflt>ran bir onkogen olu- flumuna yol açan fonksiyon kazand>ran bir mutasyondur. Di¤er taraf- tan, kromozom k>r>¤> olarak bilinen (Bloom sendromu [Bölüm 38], ataksi telenjiektazi [Bölüm 271], Fankoni anemisi [Bölüm 171] ve DNA tamir bozukluklar> (Kseroderma pigmentozum) resesif kal>t>m göste- ren kanser sendromlar>n> gösterirler. çocuklardaki en s>k göz kanseridir. Tek tarafl> formunda ortanca yafl 2 y>l iken, çift tarafl> formunda ortanca yafl 8 ayd>r. Çift tarafl> tümörler genellikle kal>tsal olmakla birlikte, hastalar>n sadece %10'unda pozitif bir aile öyküsü vard>r. Bu hastal>¤>n epidemiyolojik özellikleri, reti- noblastoma genindeki germline bir mutasyonun (bu geni tafl>yan tüm somatik hücrelerdeki bu genin bir kopyas>nda görülür) yan>s>ra hedef retinal hücrelerde görülen bu retinoblastoma geninin, bu genin fonk- siyonunda supresyona yol açan, di¤er kopyas>ndaki mutasyon, deles- yon veya di¤er genetik olaylar> içeren "iki-vurufl" hipotezini ortaya koymaktad>r. Aksine, hedef hücrelerde her iki mutasyon görülürse ka- l>tsal olmayan tümörler ortaya ç>kma, bu da, iki-vurufl modeli için kri- terin göstergesidir. Retinoblastoma geninin fonksiyonu, mitotik hücre döngüsünde G raf eder, böylece anormal hücre döngü progresyonuna ve kontrolsüz mitotik proliferasyona yol açar. Anahtar bir regülatör gen fonksiyon kayb>n>n, anahtar bir hücre fonksiyonunun normal kontrolünü boza- rak tümör geliflimine yol açmas>n>n tan>mlanmas>, tümör supressör genlerin varl>¤> düflüncesinin ortaya ç>kmas>na neden olmufl ve reti- noblastoma geni keflfedilmifl bir ilk olarak yerini alm>flt>r. P53 proteini, birçok büyüme regülatör genlerini düzenleyen, apopitoz- da arac>l>k yapan ve DNA hasar> yapan ajanlara karfl> hücresel cevab> düzenleyen bir transkripsiyon faktörüdür. Onun çoklu hücresel regü- latör fonksiyonlar>n>n tan>m> olarak, hücrenin kap>c>s> ad> da verilmifl- tir. Kemik ve yumuflak doku sarkomlar>n>n yan>nda çoklu di¤er kan- ser tipleriyle karakterize Li-Fraumeni sendromunun (Bölüm 187) alt>n- da, TP53 genindeki germline mutasyonlar yatmaktad>r. Kal>tsal meme kanseri sendromlar> ve kal>tsal gastrointestinal maligniteler gibi di¤er birkaç dominant kal>t>ml> kanser sendromlar>, tümör supressör genler- deki disfonksiyon ile ortaya ç>kmaktad>r. yan kromozomal de¤ifliklikler bireysel kanser tiplerini karakterize edebilir; (2) tümör genomlar> genetik olarak stabil de¤ildir ve yeni ta- n>mlanm>fl bir özellik olarak genomik instabilite, sürekli devam eden de¤iflim gösterir; (3) bir tümördeki tüm hücreler tek bir progenitör hücreden köken al>r ve böylece klonald>r ve; (4) tümörün progresyonu s>kl>kla ilave spesifik veya rastgele olmayan kromozomal de¤ifliklik- lerle iliflkilidir, belki de klonal farkl>l>¤a ve de¤iflime neden olan tümör olanlar. Çok de¤iflik tipte olan kromozomal de¤iflikliklerden, bütün bir kromozom kazan>m> (anoploidi) veya bir bölümünün kazan>m> (dub- likasyon), bütün bir kromozom kayb> (monozomi) veya bir bölümü- nün kayb> (delesyon), translokasyon veya inversiyon (yeniden düzen- lenme) ve amplifikasyon en yayg>n görülenleridir (fiekil 186-1). sitogenetik yöntemler kullan>larak kromozomal de¤ifliklikler araflt>r>l- m>flt>r. Bu çal>flmalar, genellikle lösemi çal>flmalar>ndan elde edilen kromozomal de¤ifliklik prensipleriyle do¤rulanm>flt>r. gösterilen tüm aberasyonlar> gösterdi¤i, hematopoietik ve mezenflimal tümörlerin spesifik histolojilerle iliflkili olarak spesifik translokasyon- lar> gösterme e¤ilimlerini ortaya koymufltur. nu aktar>larak mutasyonla normal hücresel karfl>l>¤>n>n (c-onc geni) ak- tive oldu¤unu ve sarkomlar>n geliflti¤ini gösterdi. Bu özel c-onc geni daha sonra c-src (sarkoma) olarak adland>r>ld>. Y>llar sonra, izole edi- len 30'dan fazla retrovirusun ökaryotik hücrelerde akut transformas- yona neden oldu¤u gösterilmesine ra¤men insanda gösterilmifl de- ¤ildir. mesane, akci¤er, kolon ve di¤er kanserlere neden olurlar. Ne ras ailesi üyesi ne de retroviruslerde trasforme edici sekanslarla homolog olma- yan di¤er transforme edici genler aras>nda multipl reseptör tirozin ki- nazlar, büyüme faktörleri ve transkripsiyon faktörleri vard>r. Tüm bu genlerden onkogenler olarak söz edilmektedir. Bir s>n>f olarak onko- genler, son derece muhafaza edilir ve normal durumda geliflim, büyü- me ve di¤er önemli hücre fonksiyonlar>n> regüle ederler. de¤iflimine yol açar (fiekil 186-1). Translokasyonlar>n kansere neden olmas>nda, k>r>k noktalarda yer bulan genlerin, ya sonuçta deregülas- yona yol açan di¤er anahtar genlere jukstapozisyonuna ya da anormal protein ç>karan füzyon genlerin oluflmas>na ba¤l>d>r. Örne¤in, Ph kro- mozom translokasyonu, kromozom 9 (9q34) üzerindeki ABL onkogeni ve BCR genini (22q11) içerir ve bunun sonucunda, ya kronik myelosi- ter lösemide (Bölüm 195) 210-kD bir proteini (p210) kodlayan ya da akut lenfoblastik lösemide (Bölüm 194) 190-kD bir proteini kodlayan iki füzyon geninin oluflmas>na yol açar (fiekil 186-2). Baflka bir örnek, Burkit lenfoma olup, kromozom 8 ve 14'ü etkileyen bir translokasyon- la oluflan 8q24'de yer alan MYC (bir avian myelomatozis retroviral on- kogen homolo¤u) ortaya ç>kar ve 14q32'daki IGH (immunglobülin a¤>r zincir geni) ile yeniden düzenlenmesi, böylece hibrit bir IGH:MYC transkripsiyonel ünit yap>m>na yol açar. Protein kodlayan MYC bölge- si sa¤lam kalmas>na ra¤men, IGH geninin transkripsiyonel kontrolüne girer, sonuçta MYC ekspresyonunda (gösteriminde) bozulmaya neden olur, bu ise neoplastik dönüflüm evresini ayarlar. Bu genel translokas- yon flekilleri lenfomalarda s>k olup, IG veya TCR (T-hücre reseptörü) antijen bölgesiyle ve sonunda immun hücrelerde yap>sal olarak aktif olan, jukstapozisyon yoluyla çok say>da onkogenin düzeni bozulur. Onkogenleri içeren füzyon proteinleri oluflturan spesifik translokas- yonlar sarkomlarda da bulunur (Bölüm 212 ve 213). mine) yol açabilmektedir. Bu tümör spesifik mekanizmas> agressif davran>fl veya kötü gidiflle birliktedir. MYC onkogen ailesi (MYC, MYCL, MYCN) küçük hücreli akci¤er kanserinde, nöroblastomada MYCN, glioblastomada ERBB1 (östrojen büyüme faktörü reseptörü) ve meme kanserinde ERBB2 (HER2), MYC ve CCND1 (siklin D1) amp- lifikasyonlar> görülmektedir (Bölüm 208). veya somatik hücrelerdeki genin sadece bir ebeveyn alelinde görülen ve bireysel bir hücre veya ondan do¤an hücrelerde iki ebeveyn alelle- rin ay>rtedici gösterime neden olan epigenetik bir modifikasyondur. |