nuç olarak, Progeroid sendromlar>n genetik sebepleri üzerine yap>lan araflt>rma, böyle bir araflt>rman>n sonuçta geriatrik hastalar>n özel hassasiyetine göre biçimlendirilmifl özel müdahalelere yol açabilmesi umut edilerek, yafllanman>n mekanizmalar>n> ayd>nlatmada yard>m- c> olabilir. experimental research on a wide range of organisms. "drift" in aging identical twins. ke.sciencemag.org. An intellectual home for scientists interested in research and teaching on the biology of aging; will increasingly embrace relevant clinical issues; includes links to other sites of interest to biogerontologists and geriatri- cians. dikal bak>m dramatik olarak etkilenmektedir. Baz> yafll>lar tipik olarak tek sisteme ait hastal>kla baflvursa da, genellikle gençlere nazaran da- ha farkl> bulgulara ve tedavilere yan>tlara sahiptirler. Yafllanman>n ve komorbid hastal>klar>n ortak etkisi olarak ortaya ç>kan hastal>klar>n gi- diflat>ndaki de¤ifliklikler, yafll>lara baflar>l> bak>m verilmek isteniyorsa çok iyi anlafl>lmal>d>r. de¤iflikliklere ba¤l> geliflen varyasyonlar; (2) zaman içinde geliflen di- ¤er medikal durumlar ve hastal>klar>n mevcudiyeti; (3) belirli hastal>k- lara genetik yatk>nl>k; (4) yaflam stili faktörleri, sa¤l>k aray>fl> davran>- fl>, diet, egzersiz, toksinlere ve medikasyonlara maruziyet ve (5) genel olarak hastal>klar ve medikal durumlardaki de¤iflkenlik. Yafllanma sü- recini tek bir hipotezle aç>klamak olas> olmamakla birlikte (Bölüm 22) iki temel teori düflünülmektedir (Tablo 23-1). Birincisi genetik teoriler- den esas alan programl> sebepleri içerir. adland>r>lan tahmini sebeplerdir. Spektrumu ler, vücut s>cakl>¤> ve bazal glukoz hayat boyunca sabit kal>r. Uzun dö- nemli çal>flmalar yaflla iliflkili anemi gibi bir kavram>n olmad>¤>n> gös- termifltir (Bölüm 162); ancak yafla ba¤l> testosteron azalmas>na ba¤l> erkeklerde hematokritte hafif bir azalma olmaktad>r. ve anormalliklerin artmas>na sebep olur. Kümülatif günefl >fl>¤> maruzi- yetine ba¤l> deri kanseri buna bir örnektir (Bölüm 214). Günefl >fl>¤>na maruziyetin ço¤u 20 yafl>ndan önce olmakta ve bunun sonucu olarak geliflen kanserler dekatlar sonra ortaya ç>kmaktad>r. Di¤er bir örnek, edinsel bir durum olan ve eriflkin yafla kadar ortaya ç>kmayan polikis- tik böbrek hastal>¤>d>r (Bölüm 128); anahtar faktör yafllanma de¤il za- man>n ilerlemesi ile genetik fenotipin tam olarak eksprese olmas>d>r. 287) ve multipl skleroz (Bölüm 436) gibi immün sistem bozukluklar> ileri yaflta immün sistemde geliflen de¤iflikliklerin daha az agresif oto- immün hastal>¤a sebep olmas> nedeniyle ileri yafllarda daha nadir gö- rülmektedir. Benzer olarak, ço¤u kanser tipi yafll>larda daha s>k görül- mesine ra¤men agresif tümörlerin ço¤u genç yaflta geliflmektedir. Bu durum ilerleyen yafl ile immüntolerans geliflti¤ini düflündürür. lik, hiperfaji ve artm>fl barsak hareketleri gibi sistemik bulgularla bafl- vurmaz; daha çok apati, anoreksi ve atrial fibrilasyon ile baflvurur (Bö- lüm 244). Altta yatan patoloji farkl> de¤ildir; ancak fizyolojideki yaflla ilgili de¤ifliklikler klinik tabloyu etkiler. bireyin akci¤er fonksiyonlar> 30 yafl>ndaki bireyinkinin yaklafl>k %50'si kadard>r (Bölüm 83 ve 85). 70 yafl>nda böbrek fonksiyonlar> s>k- l>kla %50 veya daha fazla azalmaktad>r (Bölüm 116). Bu azalm>fl fizyo- lojik kapasite rezervi, günlük fonksiyonlar> etkilemez ancak ciddi bir hastal>ktan iyileflme yetene¤ini etkileyebilir. temler yaflla etkilenir; dolay>s>yla yafll> bir birey kayma veya itme son- ras> düflmeye daha yatk>nd>r. Düflmenin sonuçlar> yafla ba¤l> kemik kütlesinde azalma nedeniyle daha ciddidir (Bölüm 264), düflmeyle ilifl- kili k>r>klar ve spinal kord hasarlar> görülebilir. taya ç>kabilir veya kaybolabilir (Bölüm 247 ve 248). insülin ve glukoz seviyelerinin devam> sa¤lan>rken postprandiyal hi- perglisemi geliflmesi ile sonuçlan>r. Stresli durumlarda, yafll> bireyler diabetik gibi görülebilir; ama stresli durum geçti¤inde diabetik biyo- kimyasal kan>tlara sahip olmad>klar> görülür. Bu fizyolojik rezervin azalmas> sonucu ileri yaflta diabetin prevalans> artmaktad>r. de¤ifliklikler nedeniyle afl>r> çevresel maruziyet s>ras>nda hipotermi ve- ya hipertermi geliflmeye daha meyillidir (Bölüm 110). Yafll>larda beyin sap>ndaki nörotransmiterlerin kayb> sadece yafll> durufl fleklinin olufl- mas>n> sa¤lamaz, ayr>ca Parkinson hastal>¤> gibi genetik olarak belirle- nen durumlara yatk>nl>k sa¤lar (Bölüm 433). Frontal lob inhibitör mer- kezindeki de¤ifliklikler idrar yapmada aciliyete meyil haz>rlamaktad>r. mik kayb> ve ateroskleroza yatk>nl>k oluflturan normal bir yafllanma sürecidir. Di¤er bir örnek senil kataraktt>r. Lens proteinlerindeki post- translazyonel modifikasyonlar ve lensin parçalanma ürünlerinin at>l- mas> kabiliyetinde bozukluk sonucu oluflur. Sonuç olarak, yaflla bera- ber lens daha sert, kal>n ve opak olur (Bölüm 449). |