hastalar karar vermeyi doktorlara b>rakmay> ye¤lemektedirler. Çal>fl- malar>n ço¤u, kendi kararlar>n> vermekte isteksiz olan hastalar>n, ge- nellikle kararlar>n al>nma fleklinden memnun oldu¤unu göstermekte- dir. ç>kar. Hangi bilginin nas>l aç>klanaca¤> ahlaki ve hukuksal anlaflmaz- l>klar>n ana alan>d>r. Pratik bir konu olarak, doktorlar hastalara bilgi- nin en az alt> ana ö¤esini aç>klamal>d>rlar: (1) tan> ve prognoz, (2) öne- rilen giriflimin özelli¤i, (3) alternatif giriflimler, (4) her alternatifin risk- leri, (5) her alternatifin kazanc>, (6) bu alternatiflerin olas> sonuçlar> (Tablo 2-1). Doktorlar>n kilit s>k>nt>s> ço¤unlukla risk oldu¤u için, ge- nellikle doktorlar>n (1) risklerin özelli¤ini, (2) boyutlar>n>, (3) her riskin oluflma olas>l>¤>n> ve (4) sonucun ne zaman görülebilece¤ini aç>klama- lar> önerilir. Baz>lar> küçük risklerin aç>klanmas>na gerek olmad>¤>n> savunurlar. Genelde, ola¤an riskler de, ciddi riskler de, seyrek görül- seler bile aç>klanmal>d>r. s>d>r. Sonuç, ne kadar bilginin verilmesi gerekti¤ini tan>mlayan çeflitli hukuki standard>n olmas>d>r. T>bbi hatalar yasas>ndan uyarlanan dok- tor standard> veya geleneksel standart, doktorun "ayn> veya benzer du- rumlarda akl> bafl>nda bir hekimin" aç>klayaca¤> kadar bilgi vermesini belirtir. Aksine, makul insan veya hasta odakl> standart, doktorlar>n "hastan>n durumundaki akl> bafl>nda bir kiflinin" t>bbi bir karar ver- mesi için gerekli olabilecek bilginin aç>klamas>n> belirtir. Doktor stan- dard> gerçeklere dayan>r ve deneysel olarak saptanabilir; ama hasta odakl> standart, doktoru hastaya ba¤>ml> k>lar, varsay>ma dayan>r. yeceklerdir. Baz> durumlarda doktorlar bilgilendirerek onam>n hasta- ya zarar verebilece¤ini düflünürler. Nadir olgularda, hastan>n duru- munu düzeltmeye yönelik "tedavi önceli¤i" otonomi kazan>r; ama doktorlar bu istisnay> kullanmaya haz>r olmaktan sak>nmal>d>rlar. efl le bafllay>p daha uzak akrabalarla devam eder- vekil olarak seçilir- ler. Daha nadir durumlarda hasta resmi olarak vekil tayin eder ve bu kifli karar verme yetkisine sahip olur. dard> vekilin, hasta için en iyi olan> seçmesini belirtir. S>kl>kla, hasta- n>n neye karar verece¤i bilinemez; çünkü durum hastayla konuflulma- m>flt>r ve hasta da bir yaflama vasiyeti b>rakmam>flt>r. Ayn> flekilde, hasta için en iyinin ne oldu¤u da tart>flmaya aç>kt>r; çünkü genellikle yaflam> sürdürme ve yaflam kalitesi aras>nda anlam fark> vard>r. Bu so- runlar, hastan>n yaflam kalitesi hakk>nda vekilin tahminleri yetersiz olabilece¤i için a¤>rlaflabilir; vekiller hastan>n fonksiyonel durumunu ve memnuniyet derecesini yetersiz tahmin etmeye e¤ilimlidirler. Ben- tercihlerinde vekilin tahminleri yanl>fl olabilir; hastan>n demans olur- sa yaflam> sürdüren tedavilerin devam> konusunda aile bireyleri ve hastalar aras>nda fikir birli¤i %70'ten azd>r. Yetersiz hastalar için ne karar al>naca¤>na iliflkin bu kar>fl>kl>k aile bireyleri aras>nda veya aile ve doktor aras>nda anlaflmazl>¤a yol açabilir. Bu durumlarda, bir etik konsültasyonu yard>mc> olabilir. T>bb>n bafllang>c>ndan beri, ölümcül hastalarda t>bbi tedaviyi durdur- mak ve "do¤an>n kendi seyrine b>rakmak" ahlaki olarak görülmüfltür. Hipokrat, doktorlar>n "hastal>¤>n ele geçirdi¤i kiflileri tedavi etmeyi reddetmeleri" gerekti¤ini iddia etmifltir. 19. yüzy>lda, önde gelen Amerikal> doktorlar müshil ve kusturucu "tedavileri" ölümcül hasta- larda kesmeyi ve yaflam>n sonunda a¤r>y> azaltmak için eter kullanma- y> savunmufllard>r. 1900'de The Lancet'in editörleri, doktorlar>n ölü- mün >st>rab>n> dindirmek için müdahale etmeleri gerekti¤ini, ama so- na ermekte oldu¤u belli olan bir yaflam> uzatmaya zorunlu olmad>kla- r>n> savunmufllard>r. Yak>n zamanda, 1976'da Quinlan olgusu ile teda- vinin sonland>r>lmas> üzerindeki tart>flma bafllam>flt>r. Bu olguda New Jersey Yüksek Mahkemesi, mahremiyet hakk>na dayanarak bir hasta- n>n yaflam> sürdüren giriflimleri reddetmeye hakk> oldu¤u ve ailenin kal>c> bitkisel hayatta olan bir hasta için de bu hakk> kullanabilece¤i hükmüne varm>flt>r. ¤ine dayan>r ve ayd>nlat>lm>fl onam kuram> kapsam>ndad>r. Hukuki olarak, mahkemeler mahremiyet hakk>n>, bedensel bütünlük hakk>n> veya t>bbi tedavileri reddetme hakk>n> do¤ru bulan yasay> örnek gös- termifllerdir. 1990'daki Cruzan olgusu ve sonraki doktor yard>ml> inti- har olgular>nda, ABD yüksek Mahkemesi "yaflam kurtaran hidrasyon ve nutrisyonu reddetmenin anayasal hak" oldu¤unu do¤rulam>flt>r. Tüm hastalar>n t>bbi giriflimleri reddetmeye anayasal ve ahlaki hakla- r> vard>r. dir, yo¤un bak>m ünitelerinde ölenlerin %90'>na da CPR yap>lmamak- tad>r. Yo¤un bak>m ünitelerinde ölenlerin %90'>, t>bbi tedavileri dur- durulduktan veya kesildikten sonra ölmekte, ölen hasta bafl>na ortala- ma 2.6 giriflim durdurulmakta veya kesilmektedir. 1990'lardan beri gi- riflimleri daha s>k durdurma e¤ilimi oluflmufltur. lar>n>n hastalar>n> bu belgeleri doldurmak için bilgilendirme zorunlu- lu¤u getirmesine ra¤men, Amerikal>lar'>n %20'si bunlar> doldurmufl- tur. sonuçlar vermifltir; baflar>l> pilot çal>flmalar bile yayg>nlaflamam>fl ve benimsenememifltir. Süregelen bir sorun da, hastalar>n bu belgeleri doldurmak istedi¤inde belgelerin bulunamamas>, doktorlar>n bunla- r>n varl>¤>ndan habersiz olmas> veya bunlar>n kararlara yol göstermek için çok genel ve belirsiz olmas>d>r. tercihlerini belirlemede muhtemelen daha kötü olduklar>n> veriler göstermektedir. Birçok vakada, yaflam> devam ettiren tedaviler hasta veya vekillerinin durdurulmas>n> istemelerine ra¤men devam ettiril- mektedir; bunun tersine, doktorlar>n ço¤u da giriflimleri, hastalar>n ve vekil karar vericilerin bilgisi veya onam olmadan durdurmakta veya hiç bafllatmamaktad>rlar. Bu çeliflkiler, hastalar>n tedavilerinin bafllan- g>c>nda tedavi seçenekleri konusunu üstlenmelerinin önemini vurgu- lamaktad>r. |