mifl ve sentezlemifl ve eksikliklerine ba¤l> sendromlar> detayl> flekilde ta- n>mlam>fllard>r. Bu besinlerin diyetle al>nmas> gereken miktarlar> belir- lenmifl ve periyodik olarak "diyetle al>nmas> gereken miktarlar" (RDA: "recommended dietary allowances") fleklinde güncellenmifltir. 1997 y>- l>ndan itibaren RDAlar; neredeyse tüm sa¤l>kl> insanlarda besleme gerek- sinimlerini karfl>layaca¤> düflünülen miktarlar>n yan>nda, herhangi bir is- tenmeyen sa¤l>k riski oluflturma olas>l>¤> düflük olan, tolere edilebilir en yüksek al>m düzeyi tahminlerini de gösteren "referans diyet al>mlar>n> (DRIlar)" içeren hacim serileri fleklinde tekrar formülize edilmifltir. gibi Bat> toplumlar>n> etkileyen hastal>klar aras>ndaki iliflkiye yönelik artan kan>tlara odaklanan, modern beslenme biliminin ikinci evresini yans>t>r. RDAlar'da eksiklikleri önlemek için diyetle al>nmas> gereken miktarlar daha ön planda iken, DRIlar'da eksikliklerin önlenmesinin yan>nda, uzun dönemde sa¤l>k ve hastal>klar>n önlenmesine katk>da bulunan al>m düzeylerine yönelik öneriler de mevcuttur. Kapsamda meydana gelmifl olan sadece eksikliklerin önlenmesinden, sa¤l>¤>n iyi- lefltirilmesi ve hastal>¤>n önlenmesine yönelik olan bu geniflleme kalp hastal>klar>, kanser, obezite, osteoporoz, konjenital nöral tüp defektle- ri ve di¤er hastal>klara yönelik beslenme risklerine dair var olan önem- li kan>tlara dayanmaktad>r. törlerinin aras>ndan izole edilmesi zordur, bu nedenle bu iliflkilerin kabul edilebilir bir kesinlikle belirlenmesi için genifl bir yelpazedeki araflt>rmalara güvenmek gerekir. lerin belirlenemez ve elde edilen sonuçlar>n incelenmemifl olan de¤ifl- kenlerden etkilenmesi mümkündür. Bir di¤er nokta epidemiyolojik araflt>rmalarda normal yaflamlar>na devam eden insanlar>n diyetleri- nin do¤ru flekilde de¤erlendirilmesi zordur. len, deneysel koflullar sonuçlar> etkileyebilmektedir. Diyetteki de¤iflik- liklerin hastal>k riskleri üzerindeki etkilerini test etmek amac>yla ol- dukça fazla say>da prospektif, randomize insan tedavi araflt>rmas> ya- p>lm>flt>r. Ama araflt>rma popülasyonlar>n>n seçimindeki ve tek tek di- yet faktörlerinin izole edilmesindeki zorluklar nedeniyle bu araflt>rma- larda bile her zaman bir sonuca ulafl>lamamaktad>r. geliflmifl ülkelerdeki major ölüm nedenlerinin birço¤unun patogenezi- ne önemli düzeyde katk>da bulundu¤u görülmektedir. dan befl tanesi diyet al>flkanl>klar> ile güçlü flekilde iliflkilidir ve üç ta- nesi alkol suistimali ile iliflkilidir. Tablo'da ayr>ca diyetin obezite, ate- roskleroz, osteoporoz, divertiküler hastal>k ve nöral tüp defektlerine yapt>¤> katk>lar da belirtilmektedir. Bu hastal>klar önemli derecede morbidite ve dolayl> mortalite nedenidir. Tablo 232-2'de 2005 "Ameri- kal>lar için Diyet K>lavuzlar> özetlenmekte ve Tablo 232-2'de afla¤>da- ki bafll>klarda ele al>nan major kronik hastal>klar için risk azatl>m> ve/veya tedavisi için profesyonel kurulufllar taraf>ndan yap>lm>fl diyet önerileri karfl>laflt>r>lmaktad>r. fazla say>da araflt>rmaya konu olmufltur. KKH'ye ba¤l> mortalite oran> A.B.D.'de 1960'larda tepe yapm>flt>r. O günden bugüne ise t>p dünyas>- n>n flafl>rtan flekilde düflüfl göstermifltir. Diyet dahil olmak üzere yaflam tarz>ndaki de¤ifliklikler, bu düflüflte önemli pay sahibidir. Yüksek plaz- ma düflük yo¤unluklu lipoprotein kolesterol (LDL-C) düzeyleri KKH ve periferal ateroskleroz için major bir risk faktörüdür ve diyetle al>nan doymufl ya¤ oran> ile güçlü ve kolesterol al>m> daha zay>f korelasyon gösterir. iledir. Bu g>dalardan baz>lar> için, bunlar>n yerine kullan>labilecek da- ha az aterojenik g>da üretme çabalar> her zaman yararl> olmam>flt>r. Ör- ne¤in; margarin oluflturmak amac>yla bitkisel ya¤lar>n hidrojenasyonu ve serum kolesterol düzeylerini kat> ya¤ ve hayvansal ya¤da (domuz ya¤>) bulunan doymufl ya¤ asitlerine benzer ve belki de bunlardan da- ha kötü flekilde etkileyen, trans ya¤ asitlerinin oluflumundaki k>saltma sonuçlar>. LDL-C düzeyleri baklagiller, meyve, sebze ve keten tohu- munda bulunan çözünebilir lif tüketimini artt>rarak ve soya kökenli protein ve izoflavon tüketerek düflürülebilir. LDL, arter duvar>nda ha- sara neden olmadan önce okside edilmelidir. Her ne kadar diyetle ye- terli miktarda antioksidan vitaminler olan C ve ze araflt>rmalarda incelendi¤inde, bu vitaminlerin farmakolojik dozlar> KKH olaylar>n> azaltmam>flt>r. Hatta vitamin E (>400 IU/gün) ve di¤er antioksidanlar>n farmakolojik dozlar>n>n yarar> yoktur ve s>kl>kla tüm nedenlere ba¤l> mortaliteyi artt>rmaktad>rlar. Eldeki bulgular ayr>ca orta düzeyde alkol tüketiminin, özellikle de fla- rab>n, muhtemelen yüksek yo¤unluklu lipoprotein (HDL) kolesterol düzeyini artt>rarak veya LDL oksidasyonunu azaltarak, veya her ikisi arac>l>¤> ile, KKH için azalm>fl risk ile iliflkili oldu¤unu göstermektedir. K>rm>z> flaraptaki polifenoller de aç>k flekilde yararl>d>r. Amerikal>la- r>n %20-25'inde asemptomatik olarak yüksek tespit edilen, bir amino asit olan homosisteinin dolafl>mdaki düzeylerinin KKH riski ile güçlü flekilde korelasyon gösterdi¤i saptanm>flt>r. Homosistein düzeyleri fo- lik asit (temel olarak baklagiller, sebzeler ve destekli tah>l) al>m>n>n artt>r>lmas> ve metionin al>m>n>n azalt>lmas> (daha çok hayvan prote- ininde bulunur) ile azalt>labilir. Ama folik asit içeren ürünler KKH oranlar>n> azaltmam>flt>r. A.B.D. popülasyonunda, temel olarak doy- mufl ya¤lar yerine kompleks karbonhidratlar, lif, mono-doymam>fl ya¤lar ve bal>k tüketimi fleklindeki orta düzeyli bir diyet modifikasyo- nu ile serum kolesterol düzeylerinde %10 ve KKH oran>nda %20 veya daha fazla bir azalma olabilece¤i tahmin edilmektedir. Gerçek risk dü- flüflü daha bile yüksek olabilir. genezin (karsinojen aktivasyonu ve tümörün tetiklenmesi, güçlenmesi ve progresyonu) tüm basamaklar> ile etkileflir. tikarsinojenlere maruz kal>r. Afl>r> enerji al>m> serbest radikal oluflu- munu artt>rabilir ve vücudun karsinojenleri detoksifiye etme yetene¤i- ni azaltabilir. Bunun tersine antioksidan besinler serbest radikalleri ve di¤er (pre)karsinojenleri etkisizlefltirerek aktive olmalar>n> veya mu- tasyonlar> tetikleme yeteneklerini inhibe edebilir. Folik asit, mutasyo- na olan yatk>nl>¤> önleyerek veya tersine çevirerek hücrenin DNA's>n> koruma, tamir etme ve metilleme özelli¤ini artt>rabilir. Obezite, belki de insülin direncini indükleyerek ve serum insülin ve iliflkili hormon düzeylerini yükselterek, birçok kanser için major bir risk faktörü ola- rak öne ç>kmaktad>r. Afl>r> alkol al>m> tümörün büyümesini artt>r>r. nedensel faktör sigara tüketimi olmas>na ra¤men sebze ve meyve tü- ketimi, hem sigara kullananlarda hem de kullanmayanlarda akci¤er kanseri riski ile ters orant>l>d>r. Koruyucu etkilerden sebze ve meyve- lerde bulunan besinler ve besin de¤eri olmayan fitokimyasallar>n so- rumlu olmas> muhtemeldir. art>fla neden olmufltur, bu nedenle antioksidan içerikli ürünlerin has- tal>k riskini azaltaca¤>na güvenilmemelidir. |