myalji, artralji, lökopeni, trombositopeni, bulant>, diare, bafla¤r>s> ve ensefalopatidir. Enfeksiyonun bu primer faz> s>ras>nda, kandaki CD4 iliflkili lenforetiküler doku ve lenf nodlar>ndaki CD4 lenfositler genifl ölçüde enfekte ve h>zl> flekilde tükenmifl hale gelir ve sonuçta CD4 kayba yol açar. Primer enfeksiyon s>ras>nda fark edilebilir semptomla- r>n varl>¤> veya yoklu¤una bakmaks>z>n, plazmadaki yüksek düzey HIV-1 viremisi 106 ila 107 virion/mL'ye ulaflan plazma tepe de¤erleri ile tipik olarak mevcuttur. HIV-1 ile enfekte hastalarla yap>lan çal>fl- malarda HIV-1 antikorunun negatif, virüsün pozitif ve çok enfeksiyöz olan de¤iflken uzunlukta bir periyodu kapsayan bir `pencere'dönemi oldu¤u gösterildi. Bu antikor negatif, plazmadaki virüsün pozitif ol- du¤u periyot genellikle ilk virüs maruziyetinden (ve enfeksiyondan) 7 ila 14 gün sonra bafllar ve HIV-1 spesifik antikorlar>n sensitif rekombi- nan proteine dayal> enzim ba¤l> immunabsorban deneyi (ELISA) ile ilk saptanabilir oluflunun 1 hafta öncesine kadar sürer. Günler veya bir yada iki hafta içinde; multipl viral proteinlere karfl> antikorlar>n Wes- tern blot'ta görünmesine dayal> olarak HIV-1 enfeksiyonunun do¤ru- lanmas> izlemektedir. Baz> vakalarda, antikor serokonversiyonunun varsay>lan enfeksiyon tarihinden aylar sonra olufltu¤u bildirilmekte- dir; fakat bu örneklerin nadir oldu¤una inan>lmaktad>r. Konak savun- ma mekanizmalar> ve akut proenflamatuvar durumun çözülmesiyle HIV-1 replikasyonu azalt>lsa bile, virüs replikasyonu bast>r>lamaz. Enfeksiyonun klinik olarak sessiz dönemlerinde bile mevcut viral rep- likasyon devam ederek CD4 hücre y>k>m>n> sa¤lar. Bu da enfeksiyo- nun ilk dönemlerinde bafllanan ve yan>t> henüz verilememifl bir soru olan antiviral tedavinin risk-yarar oran>n> araflt>ran çal>flmalar için yönlendirici olmufltur. rak klonlanan HIV-1 proviral DNA's>n>n, insan hücresine verildi¤inde, enfeksiyöz ve sitopatik virüs oluflturmak için gerekli tüm bilgiyi kapsa- d>¤> hücre kültüründe yap>lan deneylerde gösterilmifltir. HIV-1 prote- inlerinin aktive lenfositlerde ekspresyonu hücre siklusunun G2 faz>nda durmas>n> sa¤layarak 2 gün içinde hücre ölümüne sebep olur. HIV-1 tek bafl>na in vitro ve in vivo olarak CD4 hücrelerin normal enfekte olmayan gözlemci CD4 oluflumunun in vivo ortamda hücre kayb>na katk>da bulunaca¤>n> dü- flündürür. CD4 sunan hücreler taraf>ndan ifllendi¤inde, T hücre arac>l> sitotoksitetinin hedefi olabilir. Monosit-makrofaj kökenli hücrelerin HIV ile enfekte edilebildi¤i santral sinir sisteminde, hücre ve organ disfonksiyonuna yol açan ek mekanizmalar mevcuttur. Bu mekanizmalar enfekte hücre- lerden sitotoksik faktörlerin sal>narak bunlar>n nörotropik faktörlerle kar>flmas>n> içerir, bu da klini¤e AIDS-demans kompleksi olarak yans>r. ma viral yükü olarak yans>t>l>r) ve hastal>k sonucu aras>ndaki iliflki aç>kt>r. Ölüm veya AIDS-tan>mlayan hastal>klar>n sonuç ölçümlerinin her ikisi de plazma viral yükünün kararl> durum ölçümleri ile iliflkili- dir ve viral yükü azaltan etkili antiretroviral tedavi klinik sonuç üze- rinde yüksek ölçüde önemli etkiye sahiptir. Hatta, devam eden virüs replikasyonunun s>ra d>fl> dinami¤i ve kronik HIV-1 enfeksiyonunda- ki HIV-1 patogenezini yürüten enfekte hücre turnoverini ayd>nlatan HAART'>n kullan>m>yd>. Sonuçta, HAART baflland>ktan sonra plazma virüs azalma e¤risinin kinetik analizlerine göre HIV-1'in plazmadaki yaflam süresi 6 saattir, aktive virüs üreten CD4 lafl>ma sal>n>r. Enfekte makrofajlar da HIV-1'i üretebilir ve bir dereceye kadar hücrelerin yaflam süreleri daha uzundur (haftalar olabilir) fakat; yine de viral veya immun arac>l> eliminasyonun benzer ak>betine u¤ra- yacaklard>r. Hastalarda plazma virüs yükü ölçümleri, bu anormal dere- cede defalarca aral>ks>z olarak tekrar eden HIV-1 yaflam döngüsünü yan- s>t>r: hücresel enfeksiyon, virüs üretimi, hücre ölümü ve yeni sal>nan vi- rüs ile hücrelerin de novo enfeksiyonudur. Aktive T hücre düzeylerini HIV enfeksiyonu teflhisine kadar olan zaman ve HIV/AIDS ile iliflkili ölü- me kadar olan zamanla ölçülen klinik son nokta, denge durumundaki plazma virüs yükü ile önemli ölçüde iliflkilidir. HAART'>n gelmesiyle vi- ral replikasyon aylar veya y>llar süren uzam>fl periyotlar boyunca yok edi- lebilir. Bununla birlikte, tedavinin toksisitesi kümülatiftir ve rezidü kalan latent virüsle enfekte CD4 ba¤>ml> hücre arac>l> sitotoksisite, antikor ba¤>ml> kompleman arac>l> sitotoksisite, MHC s>n>rl> virüs spesifik sitotoksik T lenfosit arac>l> sito- toksisite, do¤al katil lenfositler (NK hücreleri) arac>l> sitotoksisite in vit- ro ortamda HIV-1'e karfl> aktiviteye sahiptir ve viral replikasyonun azalt>lmas>nda önemli rol oynarlar. Primatlarda yap>lan monoklonal antikor verilmesi ile CD8 mutasyonlar>n saptand>¤> çal>flma, virüsleri bast>rmada sitotoksik T lenfositlerin önemli bir rolü oldu¤unu gösteren kan>tlar içerir. Bununla birlikte, CD8 cadele etme yeteneklerini kaybederler. Bu T hücre tükenimi ligand> an- tijen sunan hücreler üzerine yerleflik artm>fl bir T hücre reseptör prote- in olan programmed death (programl> ölüm) (PD-1)aktivitesi nedeniy- le olabilir. Bu etkileflim T hücrelerinin aktive olma kapasitesini azalt>r ve kontrol edilemeyen sitotoksisiteyi önlemek için immün yan>tlar> kö- relten normal bir yola¤> yans>tmaktad>r. T hücre reseptörü PD-1 ve onun ligand> PDL-1 aras>ndaki etkileflimi bloke etmek, kronik enfeksi- yon nedeniyle tükenmifl hale gelen T hücreleri tekrar harekete geçirme- ye yard>mc> olabilir. Bu yaklafl>m HIV enfeksiyonu tedavisi olarak gü- nümüzde çal>fl>lmaktad>r. Genetik de¤iflkenlik HIV-1'in ay>rt edici bir özelli¤idir. HIV-1 genomunun de¤iflkenli¤i genelde retrovirüslerin ka- rakteridir, viral RNA'n>n revers transkripsiyonla proviral DNA'ya dö- nüflmesi ve proviral DNA'n>n viral genomik RNA'ya dönüflmesi hüc- resel düzeltme mekanizmalar> ile karfl>laflmaz. Viral revers transkripta- z>n bir nükleotidi yanl>fl yerlefltirme oran> her replikasyon siklusu için 104 dür. HIV-1 genomu 104 nükleotid uzunlu¤unda oldu¤undan bu yüksek yanl>fl yerleflme oran> asl>nda hastalar> enfekte eden veya hasta- lardan izole edilen virüs sufllar>n>n `quaci-species'olarak tan>mlanmas> gerekti¤i anlam>na gelir. HIV-1 genomundaki bu tip varyasyon revers transkriptaz, proteaz ve girifl inhibitörlerine viral dirence ve kazan>lm>fl immün sistemin hücresel ve humoral kollar>ndan kaç>fla yol açar. Ge- netik de¤iflkenlik ayr>ca zamanla virüste de¤iflmifl hücresel tropizmi içeren di¤er biyolojik de¤iflikliklere yol açabilir. Bask>n virüs sufllar>n>n CXCR4 koreseptörünü kullanmay> gelifltirdi¤i hastalar örnek olarak genellikle CD4 HIV-1 deki de¤iflkenlik, dolaflan virüs sufllar> aras>ndaki filogenetik iliflkilerle fark edilebilir. HIV-1 virüsü evrensel olarak üç farkl> gruptan oluflmaktad>r: M, N ve O. Grup M dünya genelindeki enfeksiyonlar>n %99'undan fazlas>ndan sorumludur. Grup N ve O genelde Orta Bat> Afrika'da s>n>rl>d>r. Grup M, N, O'nun 20. yüzy>l bafllar>nda bir zaman- da Afrika primatlar>ndan insan popülasyonuna virüsün ayr> ayr> giri- flini temsil etti¤ine inan>l>r. grup M virüsler filogenetik olarak A'dan K'ye kadar alt tiplere ayr>l>r. Bu filogenetik ayr>mlar popülasyon düze- yinde HIV 1'in moleküler epidemiyolojik izlenimine olanak vermesine karfl>n, farkl> viral gruplar>n ya da alt tiplerin klinik olarak anlaml> far- k>n>n oldu¤unu öneren çok az bulgu vard>r. eneksiyonu benzeri semptomlar gösteren, serolojileri Rhesus macaqu- es'lar>ndan izole edilen simian virüs (SIVmac) serolojisine benzer has- talar>n saptanmas>n> göstermektedir. SIVmac serolojisi ile reaktivitesi olan hastalar>n saptanmas>, insan ve simian popülasyonlar>, HIV-1 ile iliflkili fakat ondan farkl> bir immün yetmezlik virüsü ile enfekte olabi- lir mi sorusunu ortaya ç>kard>. Böyle bir virüs türünü saptamak için yap>lan Afrika'l> primat türlerinin ayr>nt>l> bir analizinde, Afrika yeflil |